Zonguldak Fransız işgalinden kurtuldu mu? / Coğrafya kaderdir / Sünnetçime kadar gidebilirsin

Köşe Yazısı 22.06.2023 - 20:01, Güncelleme: 23.06.2023 - 05:36 9017+ kez okundu.
 

Zonguldak Fransız işgalinden kurtuldu mu? / Coğrafya kaderdir / Sünnetçime kadar gidebilirsin

Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

Önceki gün, Zonguldak’ın kurtuluşunu kutladık. Yani öyle çok bir kurtuluş hikayesi yok. Ufak ufak direnişler olmuş. Güzel kutluyoruz değil mi? Halbuki onlar olmasa, Liman inşası dönemin teknolojisi ile yapılamazdı. Zonguldak’ta, Hayranlıkla baktığımız mimari eserler olmazdı. Şimdi yapılan binalarda hiç estetik var mı? Peki Zonguldak’a bu kadar yabancı olan Fransızlar, Sahiden Zonguldak’tan çekildiler mi? İçimizde, Zonguldak’a, Hala Fransız olanlar var. Fransızlar kadar, Bu şehre faydası olmayan, Ama çok şükür Türk olanlar var. Zonguldak Fransız işgalinden kurtulmadı. Yani, Fransız zihniyeti işgalinde kurtulmadı. Şehre ihanet eden, Sömüren, Sırtından geçinen, Bir çok isim tanıyorum ben. Zonguldak’ta, Fransız aristokrasisi, Yani  Monşerler hala var. Eyfel kulelerimiz olmasa bile, Yüksek binalarda, Vatandaşa tepeden bakanlar var. Batı Karadeniz’in Paris’i olamadık ama, Dünyanın en büyük köyüne dönüşmeye ramak var. Fransa’nın sembolü gibi bir horozumuz yok ama, Herkes Horozlanan, Zonguldak’ı kendi çöplüğüne çevirenler var. Çok şükür Fransız işgalinde kurtulmuşuz değil mi? Zonguldak’a Fransız kalanlar var. Neyse romantik bir Fransız sözcük ile bitireyim. Benim Almanya’da ki köyüme yakın yerlerden. Komşuyduk zamanında Fransa ile. Biliyorsunuz şimdilerde Almanya doğumluyum diye de eleştiriliyorum. Bizim Avrupa’dan bir söz. “Qui ne risque rien n’a rien. ” “Risk almayan hiç bir şey alamaz.” *          *          *          *          *          *          *          * Zonguldak’ın, Vadi bölgesindeki yerleşkeler, Aşağı yukarı birbirinin aynı. Doğal olarak, Yaşam kaynaklarının dibinde kurulu. Yaşam kaynağı? Su, akarsu, dere… Doğal zenginlik. Peki Çaycuma ile Gökçebey’i ayıran mesele nedir? İkisinden de ırmak geçiyor. Çaycuma’da müteaahit çok. Gökçebey’de az. Çaycuma’nın su parası çok yüksek. Gökçebey’in ki en ucuzu. Peki ikisi nasıl farklı oluyor. İki belediye de suyu ırmaktan çekiyor. Elektrik harcıyor. Çaycuma Belediyesi 19,80 liradan su veriyor. Gökçebey Belediyesi ise 4,45 liradan. Bu nasıl oluyor? Aradaki rakam neden bu kadar ucuz. Gökçebey Belediye Başkanı Vedat Öztürk’e sordum bunu. ‘Zarar etmiyor musunuz’ dedim. ‘Kamu yararı için ufak bir zarar da olsa bu şekilde fiyatlandırdık’ dedi. Çaycuma’da neden böyle olmuyor? Yan yana iki ilçe. Gökçebey’de vatandaş, Çaycuma fiyatına göre 4 katı fazla su alabiliyor. İşte bazen, Coğrafya kaderdir diyorlar ya. Çaycumalıların kaderi de bu. *          *          *          *          *          *          *          *          * Bazen bu şehri anlamakta zorlanıyorum. Bana düşman olanları anlıyorum. Açığımı falan arıyorsunuz. Duyuyorum. Yahu, Geçtiğimiz günlerde, Çıngırağını estetikleştiren biri, Eski kız arkadaşıma gitmiş. ‘Batuhan’ın açığı var mı? Bana versene’ demiş. Hanımefendi sağ olsun, Laps diye yapıştırmış cevabı. Bak ya şu şeytanlığa! Ben de bu aralar, Çıngırağının sesi az geliyor sanıyordum. Meğer saman altından su yürütüyormuş. Bizim dernek başkanı, Bunu dernekten de kovmuş bu arada. Neyse! Açık aramaya devam. İsterseniz, Sünnetçime kadar gidebilirsiniz. Madem bu kadar meraklısınız.      
Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

Önceki gün,

Zonguldak’ın kurtuluşunu kutladık.

Yani öyle çok bir kurtuluş hikayesi yok.

Ufak ufak direnişler olmuş.

Güzel kutluyoruz değil mi?

Halbuki onlar olmasa,

Liman inşası dönemin teknolojisi ile yapılamazdı.

Zonguldak’ta,

Hayranlıkla baktığımız mimari eserler olmazdı.

Şimdi yapılan binalarda hiç estetik var mı?

Peki Zonguldak’a bu kadar yabancı olan Fransızlar,

Sahiden Zonguldak’tan çekildiler mi?

İçimizde,

Zonguldak’a,

Hala Fransız olanlar var.

Fransızlar kadar,

Bu şehre faydası olmayan,

Ama çok şükür Türk olanlar var.

Zonguldak Fransız işgalinden kurtulmadı.

Yani,

Fransız zihniyeti işgalinde kurtulmadı.

Şehre ihanet eden,

Sömüren,

Sırtından geçinen,

Bir çok isim tanıyorum ben.

Zonguldak’ta,

Fransız aristokrasisi,

Yani  Monşerler hala var.

Eyfel kulelerimiz olmasa bile,

Yüksek binalarda,

Vatandaşa tepeden bakanlar var.

Batı Karadeniz’in Paris’i olamadık ama,

Dünyanın en büyük köyüne dönüşmeye ramak var.

Fransa’nın sembolü gibi bir horozumuz yok ama,

Herkes Horozlanan,

Zonguldak’ı kendi çöplüğüne çevirenler var.

Çok şükür Fransız işgalinde kurtulmuşuz değil mi?

Zonguldak’a Fransız kalanlar var.

Neyse romantik bir Fransız sözcük ile bitireyim.

Benim Almanya’da ki köyüme yakın yerlerden.

Komşuyduk zamanında Fransa ile.

Biliyorsunuz şimdilerde Almanya doğumluyum diye de eleştiriliyorum.

Bizim Avrupa’dan bir söz.

“Qui ne risque rien n’a rien. ”

“Risk almayan hiç bir şey alamaz.”

*          *          *          *          *          *          *          *

Zonguldak’ın,

Vadi bölgesindeki yerleşkeler,

Aşağı yukarı birbirinin aynı.

Doğal olarak,

Yaşam kaynaklarının dibinde kurulu.

Yaşam kaynağı?

Su, akarsu, dere…

Doğal zenginlik.

Peki Çaycuma ile Gökçebey’i ayıran mesele nedir?

İkisinden de ırmak geçiyor.

Çaycuma’da müteaahit çok.

Gökçebey’de az.

Çaycuma’nın su parası çok yüksek.

Gökçebey’in ki en ucuzu.

Peki ikisi nasıl farklı oluyor.

İki belediye de suyu ırmaktan çekiyor.

Elektrik harcıyor.

Çaycuma Belediyesi 19,80 liradan su veriyor.

Gökçebey Belediyesi ise 4,45 liradan.

Bu nasıl oluyor?

Aradaki rakam neden bu kadar ucuz.

Gökçebey Belediye Başkanı Vedat Öztürk’e sordum bunu.

‘Zarar etmiyor musunuz’ dedim.

‘Kamu yararı için ufak bir zarar da olsa bu şekilde fiyatlandırdık’ dedi.

Çaycuma’da neden böyle olmuyor?

Yan yana iki ilçe.

Gökçebey’de vatandaş,

Çaycuma fiyatına göre 4 katı fazla su alabiliyor.

İşte bazen,

Coğrafya kaderdir diyorlar ya.

Çaycumalıların kaderi de bu.

*          *          *          *          *          *          *          *          *

Bazen bu şehri anlamakta zorlanıyorum.

Bana düşman olanları anlıyorum.

Açığımı falan arıyorsunuz.

Duyuyorum.

Yahu,

Geçtiğimiz günlerde,

Çıngırağını estetikleştiren biri,

Eski kız arkadaşıma gitmiş.

‘Batuhan’ın açığı var mı? Bana versene’ demiş.

Hanımefendi sağ olsun,

Laps diye yapıştırmış cevabı.

Bak ya şu şeytanlığa!

Ben de bu aralar,

Çıngırağının sesi az geliyor sanıyordum.

Meğer saman altından su yürütüyormuş.

Bizim dernek başkanı,

Bunu dernekten de kovmuş bu arada.

Neyse!

Açık aramaya devam.

İsterseniz,

Sünnetçime kadar gidebilirsiniz.

Madem bu kadar meraklısınız.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.