Sevda Tosun
Köşe Yazarı
Sevda Tosun
 

Cumhuriyetimizin 100. yılı

Birkaç gün önce atamızın bize en büyük armağanı olan Cumhuriyetimizin 100.yılını kutladık. Sokaklarda, meydanlarda, evlerde, okullarda ve dahi tüm Türkiye’de çeşitli kutlamalar yapıldı. İçimiz tazecik bir heyecan ve tarifi zor bir mutlulukla doldu taştı. Zira Cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değildi Türkler için. Cumhuriyet; topraklarımız için çok büyük anlamlar ifade ediyor. Erzurum’da Nene Hatun’u, Kahramanmaraş’ta Sütçü İmam’ı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde Fevzi Çakmak’ı, Aydın’da Yörük Ali’yi, Bursa’da Kara Fatma’yı, Seyit Onbaşı’yı, Kazım Karabekir’i, İsmet İnönü’yü, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve mavi gözlü devi anlatıyor Cumhuriyet sözcüğü… Dört bir yandan kuşatılmışken, toprak kanla yıkanırken ve aziz milletim acılar içinde kavrulurken, atam Samsun’a çıktı ve Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımını attı. Bu adım bize umut ve merhem oldu. Az önce saydığım halk kahramanları, komutanlar ve niceleri sayesinde Atamın arkasında Türk milleti adeta devleşti. Demir bir yumruk olup düşmanların yüzüne indi. Sadece savaşmakla da kalmadık, Köhneleşmiş, yobazlaşmış ve artık faydası kalmamış adetleri kaldırıp yerine modern, laik ve uygar yeniliklerde bulunduk. Latin alfabesinin kabulü, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, halka hiçbir faydası kalmamış tarikatların kapatılması, medeni kanun ve modern sanatlar gibi birçok ilke ve inkılap sayesinde muasır medeniyetler hizasına geldik. Elbette bu öyle kolay olmadı. Önce manda ve himayeyi kabul eden ve ettirmeye çalışan meczupları, zararlı cemiyetleri, halktan bazı kötü niyetli kişilerin isyanını, düşmanların barış adı altında sundukları kelepçe gibi antlaşmaları alt etmek gerekiyordu. Bu ise uzun süren savaşlar, yoksulluk ve yorgunlukla mücadele ve halka başarabileceklerinin umudunu aşılamak demekti aynı zamanda. Atam ise gençliğe hitabesinde belirttiği gibi tüm bu ahval ve şeraitte dahi geri adım atmadı. Daima ilerledi ve halkımızı da arkasından götürdü. Zira gücünü ve cürretini aziz milletimizden alıyordu. Yine bu güçle de Cumhuriyet’i kurdu ve onu gençliğe emanet etti. İşte Cumhuriyet; dünyada eşine az rastlanacak bu mücadele ve inançla var oldu ve bugün tam 100 yaşında. Gururumuz da sevincimiz de heyecanımız da bundandır. Sözlerimi de yine bu duygularla bitireceğim. “Yaşasın Atatürk, Yaşasın Cumhuriyet” Ruhun şad olsun cancağızım atam… Daima izinde…     
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2023 - Cuma

Cumhuriyetimizin 100. yılı

Birkaç gün önce atamızın bize en büyük armağanı olan Cumhuriyetimizin 100.yılını kutladık. Sokaklarda, meydanlarda, evlerde, okullarda ve dahi tüm Türkiye’de çeşitli kutlamalar yapıldı. İçimiz tazecik bir heyecan ve tarifi zor bir mutlulukla doldu taştı. Zira Cumhuriyet sadece bir yönetim şekli değildi Türkler için.

Cumhuriyet; topraklarımız için çok büyük anlamlar ifade ediyor. Erzurum’da Nene Hatun’u, Kahramanmaraş’ta Sütçü İmam’ı, Sakarya Meydan Muharebesi’nde Fevzi Çakmak’ı, Aydın’da Yörük Ali’yi, Bursa’da Kara Fatma’yı, Seyit Onbaşı’yı, Kazım Karabekir’i, İsmet İnönü’yü, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve mavi gözlü devi anlatıyor Cumhuriyet sözcüğü…

Dört bir yandan kuşatılmışken, toprak kanla yıkanırken ve aziz milletim acılar içinde kavrulurken, atam Samsun’a çıktı ve Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımını attı. Bu adım bize umut ve merhem oldu. Az önce saydığım halk kahramanları, komutanlar ve niceleri sayesinde Atamın arkasında Türk milleti adeta devleşti. Demir bir yumruk olup düşmanların yüzüne indi.

Sadece savaşmakla da kalmadık, Köhneleşmiş, yobazlaşmış ve artık faydası kalmamış adetleri kaldırıp yerine modern, laik ve uygar yeniliklerde bulunduk. Latin alfabesinin kabulü, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, halka hiçbir faydası kalmamış tarikatların kapatılması, medeni kanun ve modern sanatlar gibi birçok ilke ve inkılap sayesinde muasır medeniyetler hizasına geldik.

Elbette bu öyle kolay olmadı. Önce manda ve himayeyi kabul eden ve ettirmeye çalışan meczupları, zararlı cemiyetleri, halktan bazı kötü niyetli kişilerin isyanını, düşmanların barış adı altında sundukları kelepçe gibi antlaşmaları alt etmek gerekiyordu. Bu ise uzun süren savaşlar, yoksulluk ve yorgunlukla mücadele ve halka başarabileceklerinin umudunu aşılamak demekti aynı zamanda.

Atam ise gençliğe hitabesinde belirttiği gibi tüm bu ahval ve şeraitte dahi geri adım atmadı. Daima ilerledi ve halkımızı da arkasından götürdü. Zira gücünü ve cürretini aziz milletimizden alıyordu. Yine bu güçle de Cumhuriyet’i kurdu ve onu gençliğe emanet etti.

İşte Cumhuriyet; dünyada eşine az rastlanacak bu mücadele ve inançla var oldu ve bugün tam 100 yaşında. Gururumuz da sevincimiz de heyecanımız da bundandır.

Sözlerimi de yine bu duygularla bitireceğim.

“Yaşasın Atatürk, Yaşasın Cumhuriyet”

Ruhun şad olsun cancağızım atam… Daima izinde…

 

  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.