Veresiye defteri kaldı mı?

Köşe Yazısı 12.02.2024 - 18:18, Güncelleme: 13.02.2024 - 06:59 6738+ kez okundu.
 

Veresiye defteri kaldı mı?

Veresiye defteri kaldı mı?

VERESİYE DEFTERİ KALDI MI? Eskiden memurundan işçisine kadar herkesin veresiye defteri vardı. Bu defter olmadan bakkala gidilmezdi. Peşin çalışanlar harici. Evde bir şey eksik olunca elimize bu defter sıkıştırılır. Gerekli olan gıda maddeleri bir kağıda yazılır bakkaldan alınırdı. Ben çocukken beyaz peyniri çok severdim. Büyüdüğüm zaman tenekelerle alacağım derdim. Şimdi o peynirlerin tadını bulamıyoruz. Zaten o zamanlar iki yüz elli gram peynir alınırdı. Sadece pazar günleri alırdık. Bu peynir altıya bölünürdü. Bunu da veresiye defterine yazdırırdık. Her şeyi veresiye alırdık. Ay başında vermek üzere. Geçenlerde ufak bir defter buldum. İçinde Arapça yazılar vardı. Şimdi nereye koyduğumu unuttum. Bizim çocukluğumuzda Arapça yazan tek bakkal Kemal Habiboğlu'ydu. Onun yazılarını tanırım ben. Yıllarca veresiye alışveriş yaptık onun dükkanından. Çok sevdiğimiz bir kişilikti. Defterde yazan borcun yarısını bile versen Eyvallah derdi. Tabi ki herkese değil. Güvendiği insanlara. Bilirdi ki onlar borçlu kalmazlar. Ama öyle ama böyle borçlarını öderler. Şimdi ki gibi karttan çek yoktu. temassız mı gibi sözler yoktu. Zaten öyle bir şey diyeni anında Mazhar Osman'a tıkarlar. Şimdi kartın yoksa insanın yüzüne tuhaf tuhaf bakıyorlar. O yüzden ben hep nakit alış veriş yapıyorum. Varsa alıyorum. Yoksa transit geçiyorum. O veresiye defteri hala lazım oluyor. Büyük marketler böyle defter verir mi acaba? Sağlıcakla kalın.
Veresiye defteri kaldı mı?

VERESİYE DEFTERİ KALDI MI?

Eskiden memurundan işçisine kadar herkesin veresiye defteri vardı.
Bu defter olmadan bakkala gidilmezdi.
Peşin çalışanlar harici.
Evde bir şey eksik olunca elimize bu defter sıkıştırılır.
Gerekli olan gıda maddeleri bir kağıda yazılır bakkaldan alınırdı.
Ben çocukken beyaz peyniri çok severdim.
Büyüdüğüm zaman tenekelerle alacağım derdim.
Şimdi o peynirlerin tadını bulamıyoruz.
Zaten o zamanlar iki yüz elli gram peynir alınırdı.
Sadece pazar günleri alırdık.
Bu peynir altıya bölünürdü.
Bunu da veresiye defterine yazdırırdık.
Her şeyi veresiye alırdık.
Ay başında vermek üzere.
Geçenlerde ufak bir defter buldum.
İçinde Arapça yazılar vardı.
Şimdi nereye koyduğumu unuttum.
Bizim çocukluğumuzda Arapça yazan tek bakkal Kemal Habiboğlu'ydu.
Onun yazılarını tanırım ben.
Yıllarca veresiye alışveriş yaptık onun dükkanından.
Çok sevdiğimiz bir kişilikti.
Defterde yazan borcun yarısını bile versen Eyvallah derdi.
Tabi ki herkese değil.
Güvendiği insanlara.
Bilirdi ki onlar borçlu kalmazlar.
Ama öyle ama böyle borçlarını öderler.
Şimdi ki gibi karttan çek yoktu.
temassız mı gibi sözler yoktu.
Zaten öyle bir şey diyeni anında Mazhar Osman'a tıkarlar.
Şimdi kartın yoksa insanın yüzüne tuhaf tuhaf bakıyorlar.
O yüzden ben hep nakit alış veriş yapıyorum.
Varsa alıyorum.
Yoksa transit geçiyorum.
O veresiye defteri hala lazım oluyor.
Büyük marketler böyle defter verir mi acaba?
Sağlıcakla kalın.

Zonguldak HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.