Toprak kavgaları ve cinayetler azaldı

Köşe Yazısı 27.11.2023 - 17:57, Güncelleme: 28.11.2023 - 07:15 5082+ kez okundu.
 

Toprak kavgaları ve cinayetler azaldı

Toprak kavgaları ve cinayetler azaldı

TOPRAK KAVGALARI VE CİNAYETLERİ AZALDI Bizim çocukluğumuzda sınır kavgaları çok olurdu. İnsanlar komşularının bir karış toprağını almak için sınır taşlarıyla oynarlardı. Sınır taşını komşusunun tarlasının içine doğru iterdi. Sonra al sana kavga. Kadınlı erkekli kavgalar olurdu. Kadın hasmı olan kadına  her türlü hakareti ederdi. "Hadi gel bakalım senin pekmezini akıtayım" derdi. Yani kafanı kırar kanını akıtırım demek. Çoğu zaman bu sınır kavgalarında cinayetler bile işlenmişti. Yıllarca böyle kavgalara ve cinayetlere şahit olduk. Peki şimdi böyle kavga ve cinayetler var mı? Olsa bile ender görülür. Böyle kavgalar yaşlılar arasında oluyor. Cinayetlerde. Yetmiş yaş üstü. Peki gençler neden kavgaya karışmıyorlar? Cinayet işlemiyorlar? Köylerde genç kalmadı. Köylerde çiftçilik yok oldu. Bahçeler tarlalar çalı ve dikenlerle doldu. Gençler çiftçilik yapmıyor mu? Yapmıyor. Onlar karınlarını doyurmak için şehirlere indiler. Yada başka şehirlerde iş bulup oralara yerleştiler. Gençler olmayınca tarlalar kısırlaştı. Kimse kimsenin sınırına karışmıyor. İsterse tarlanın hepsini alsınlar. Sadece tapusu bende diyorlar. Nereden nereye geldik. Eskiden bir karış toprak için cinayetler işleniyordu. Şimdi kimse tarlayla bahçeyle uğraşmıyor. Köyde yaşayan gençler bile şehir hayatı sürüyorlar. Evlerinin gıda ihtiyacını büyük marketlerden gideriyorlar. Eskiden meşrubat yerine hoşaf içilirdi. Elma hoşafı. Erik hoşafı. Sofralardan yoğurt veya ayran eksik olmazdı. Yaz aylarının ikramı ayrandı. Ben kavgaların ve cinayetlerin azalmasına seviniyorum. Ama köy yaşantısının bitmesine üzülüyorum. Tarla ve bahçelerin kısır kalmasına üzülüyorum. İlkbaharda tarlalarda yetişen buğday ve mısır'ın rüzgarda dalgalanmasını özlüyorum. Belkide on beş yirmi sene sonra ne köy kalacak nede köylü. Herkes şehirli olacak. Doğal yoğut'a hasret kalacağız. Köy yumurtası tarih olacak. Doğal sebze ve meyveler olmayacak. Çünkü bunları yetiştirecek insanlar olmayacak. Çalışkan nesil yerine tembel bir nesile bu dünyayı miras bırakacağız. Allah gelecek nesillere yardımcı olsun. İşte biz geldik gidiyoruz. Kendimiz için değil gelecek nesiller için köy hayatının devamını istedik. Çok mu istedik.
Toprak kavgaları ve cinayetler azaldı

TOPRAK KAVGALARI VE CİNAYETLERİ AZALDI

Bizim çocukluğumuzda sınır kavgaları çok olurdu.
İnsanlar komşularının bir karış toprağını almak için sınır taşlarıyla oynarlardı.
Sınır taşını komşusunun tarlasının içine doğru iterdi.
Sonra al sana kavga.
Kadınlı erkekli kavgalar olurdu.
Kadın hasmı olan kadına  her türlü hakareti ederdi.
"Hadi gel bakalım senin pekmezini akıtayım" derdi.
Yani kafanı kırar kanını akıtırım demek.
Çoğu zaman bu sınır kavgalarında cinayetler bile işlenmişti.
Yıllarca böyle kavgalara ve cinayetlere şahit olduk.
Peki şimdi böyle kavga ve cinayetler var mı?
Olsa bile ender görülür.
Böyle kavgalar yaşlılar arasında oluyor.
Cinayetlerde.
Yetmiş yaş üstü.
Peki gençler neden kavgaya karışmıyorlar?
Cinayet işlemiyorlar?
Köylerde genç kalmadı.
Köylerde çiftçilik yok oldu.
Bahçeler tarlalar çalı ve dikenlerle doldu.
Gençler çiftçilik yapmıyor mu?
Yapmıyor.
Onlar karınlarını doyurmak için şehirlere indiler.
Yada başka şehirlerde iş bulup oralara yerleştiler.
Gençler olmayınca tarlalar kısırlaştı.
Kimse kimsenin sınırına karışmıyor.
İsterse tarlanın hepsini alsınlar.
Sadece tapusu bende diyorlar.
Nereden nereye geldik.
Eskiden bir karış toprak için cinayetler işleniyordu.
Şimdi kimse tarlayla bahçeyle uğraşmıyor.
Köyde yaşayan gençler bile şehir hayatı sürüyorlar.
Evlerinin gıda ihtiyacını büyük marketlerden gideriyorlar.
Eskiden meşrubat yerine hoşaf içilirdi.
Elma hoşafı.
Erik hoşafı.
Sofralardan yoğurt veya ayran eksik olmazdı.
Yaz aylarının ikramı ayrandı.
Ben kavgaların ve cinayetlerin azalmasına seviniyorum.
Ama köy yaşantısının bitmesine üzülüyorum.
Tarla ve bahçelerin kısır kalmasına üzülüyorum.
İlkbaharda tarlalarda yetişen buğday ve mısır'ın rüzgarda dalgalanmasını özlüyorum.
Belkide on beş yirmi sene sonra ne köy kalacak nede köylü.
Herkes şehirli olacak.
Doğal yoğut'a hasret kalacağız.
Köy yumurtası tarih olacak.
Doğal sebze ve meyveler olmayacak.
Çünkü bunları yetiştirecek insanlar olmayacak.
Çalışkan nesil yerine tembel bir nesile bu dünyayı miras bırakacağız.
Allah gelecek nesillere yardımcı olsun.
İşte biz geldik gidiyoruz.
Kendimiz için değil gelecek nesiller için köy hayatının devamını istedik.
Çok mu istedik.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.