Siyaseti eleştirme konforu

Köşe Yazısı 02.02.2024 - 18:03, Güncelleme: 02.02.2024 - 18:40 5868+ kez okundu.
 

Siyaseti eleştirme konforu

Sinan Poyraz'ın kaleminden

Siyaseti Eleştirme Konforu              31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli seçimler nedeniyle siyaset tekrar hareketlendi. Bu bağlamda, siyaset kurumuna yapılan kötüleme amaçlı eleştiriler üzerine düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Sizlerin az da olsa dikkatlerinizi çekebildiysem eğer kendimi mutlu addedeceğim.                    Siyaset genel bir kavramdır. İnsanlık tarihinde bireyler ilk toplulukları oluşturduklarından bu yana siyaset var olmuştur. Hep değişerek ve sürekli yeni anlamları yüklenerek gelmiştir. Bireyden bireye, topluluktan topluluğa ve hatta devletten devlete değişkenlik gösterir.   Aynı toplumda yer alan kişilerin de kendine göre bir siyaset tanımı vardır. Bireyin siyasi bakışını etkileyen ise kendine göre doğru kabul ettiği fikirler ve anlayışlardır. Hiçbir yaptırımı olmayan ve kolay eleştiri getirilebilen farklı bilgi ve inançları da içinde barındıran kavramdır.                    Siyaset nedir diye sorduğumuzda farklı yorumlarla karşılaşırız. Buna filozoflar da dahil olmak üzere tam ve bütüncül tanım getirilememektedir. Nedeni ise bireylerin ve dolayısıyla toplumların siyasetten ne anladığıyla ilgilidir. Bireyin siyasi bakışını etkileyen ise kendine göre doğru kabul ettiği fikirler ve anlayışlardır. Siyaset yine de geçmişten geleceğe yansıyan yazılı olmayan ve genel kabul gören kendi ilkelerini yaratabilmiştir. Tüm bu bilgi karmaşası içinde ortaya çıkan olgu ise kişisel fayda ile toplumsal fayda arasında yapılan tercihlerin bireylerin siyasi tavırlarını etkilemesidir.                    Yüzyıllar boyunca batı toplumunda egemenlerin (krallar, asiller ve din adamları) yetkinliğinde olan siyaset, büyük bedeller ödenerek değişime uğramış, insan hakları ve demokrasi kavramlarını da bünyesine katmıştır. Siyasi partilerin kurulması, seçme ve seçilme hakkının kazanılmasıyla siyaset, çeşitli halk sınıfları ve çıkar gruplarıyla birlikte toplumsal rekabet ve çatışmalarını da içine çekmiştir. Böylece siyaset yapmak,  fikir veya çıkar gruplarının devleti yönetmek amacıyla iktidarı elde etmenin temel aracı haline gelmiştir. Siyaset yapmak, toplumda bireylerin ve grupların yasalarla korunması gereken temel hakkıdır. Siyaseti güçlü kılacak olan ise bireyin toplumda genel kabul görmüş kural ve yasalara aykırı olmamak kaydıyla fikrini özgürce ifade edebilmesidir.                     Yukarıdaki genel bilgiler çerçevesinde, günümüzde siyaset üzerinde oluşan kötüleme alışkanlığı ve algısı iyi araştırılmalıdır. Kavram karışıklığını ortadan kaldırmak adına, siyaset kurumu mu kötü? siyaset yapanlar mı kötü? Yoksa siyaset yapanları seçenler mi kötü? Bu sorulara kesin bir şekilde evet veya hayır demek mümkün değildir. Cevaplayabilmek için öncelikle kişisel fayda ve toplumsal fayda kavramları kapsamında analiz yapmak gerekir.                       Siyaset kurumunu aksamaya meydan vermeden güçlü tutan, genel kabul görmüş etik kurallarla birlikte yasalar ve hukuktur. Toplumsal faydayı önceleyen hukuku düzenlemeleri içermeli, objektif olmalı, hiçbir grup ve parti lehine hükümler ihtiva etmemelidir. Siyaset kurumunu daha güçlü kılacak olan Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu üzerinden oluşan tartışmaların giderilmesidir. Görev yine siyasetçilere düşmektedir.                       Gelelim siyasetçileri kötüleme algısına. Siyasetçiler faaliyetlerini yaparken belli bireysel faydalar elde eder. Bunlardan tanınırlık ve toplumsal saygı en önemlisidir. Halkın yararına yaptığı işler onun en değerli ödülüdür. Parasal gelir sağlaması ise yasal sınırlar içinde kalmalıdır. Devletin verdiği yetkiyi kendisi veya belli grupların çıkarına kullanmamalıdır. Vaat ettiği işleri yerine getirmelidir. Tabiidir ki; eninde sonunda siyasetçilerin içinden kişisel çıkarlarını önceleyenler ve vaatlerini yerine getirmeyenler çıkacaktır. İşte burada denetleyici ve hakem halktır. Halkı oluşturan birey, toplumsal fayda adına seçim sürecinde siyasileri takip ederek ve kendi doğruları ile karar verip sandıkta oyunu kullanmalıdır. Böylece, zamanla siyaseti şahsi çıkarları için kullanan siyasetçiler kabul görmeyecek ve uzaklaşacaktır.                       Aslında siyaseti dizayn eden seçmendir, halktır. Siyasetçilerin iyisi de kötüsü de halkın içinden çıkıyor. Dolayısıyla siyasetçi, iyisi ve kötüsüyle halkın bir yansımasıdır. Kısacası halk siyasetçiyi farklı değerler ve kabullerle seçiyor. Toplumsal faydadan önce kişisel çıkar ve menfaatini dikkate alarak oy verenlerden de söz etmeden geçmeyelim. İdeal olan ise kendisini yönetecek olan siyasetçileri bilgi edinerek, iradesini hiçbir kurum veya yapıya teslim etmeden objektif bir biçimde karar vererek sandıkta oy kullanılmasıdır. Hele hiçbir engeli olmadığı halde sandığa giderek oy kullanmayanların siyaset hakkında söz söylemeye de haklarının olmadığını düşünüyorum. Neden oy kullanmadın diye sorulduğunda ise oy pusulasında farklı fikirleri ve ilkeleri olan otuzun üzerinde parti bulunmasına rağmen fikirlerime uygun parti yok diyenler de vardır. Kolaycılık veya aslında hiçbir fikri olmadığının itirafıdır. Ne yazık ki; siyaseti ve siyasetçiyi en çok kötüleyenler de bu kişilerdir.                             Ayrıca, konforlarından vazgeçmeden siyaset yapmıyorum diyerek kendisini siyasetin dışında konumlayanlar vardır. Yine de siyaset kavramları üzerinden fikirlerini beyan etmekten geri kalmazlar. Onlara göre siyaset yapmak gereksizdir. Halkı cahil ve hakir görme eğilimi gösterirler. Sırça köşklerinden entel ve kibirli tavırlarla ahkam keserler. Gününü gün ederek ve hiçbir sivil toplum kuruluşunda görev almayıp toplumda fayda yaratmayanların siyaset eleştirileri de önemsizdir.                          Ne siyasetçinin seçmeni ne de seçmenin siyasetçiyi kötüleme hakkı vardır. Zaten iki kesim de birbirinin aynasıdır. Seçmenin ise toplumsal sorumluluğu kapsamında görevi, halka yakın ve toplumsal faydayı sağlayacak liyakatli yöneticileri seçmektir.        
Sinan Poyraz'ın kaleminden

Siyaseti Eleştirme Konforu

             31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli seçimler nedeniyle siyaset tekrar hareketlendi. Bu bağlamda, siyaset kurumuna yapılan kötüleme amaçlı eleştiriler üzerine düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Sizlerin az da olsa dikkatlerinizi çekebildiysem eğer kendimi mutlu addedeceğim.

                   Siyaset genel bir kavramdır. İnsanlık tarihinde bireyler ilk toplulukları oluşturduklarından bu yana siyaset var olmuştur. Hep değişerek ve sürekli yeni anlamları yüklenerek gelmiştir. Bireyden bireye, topluluktan topluluğa ve hatta devletten devlete değişkenlik gösterir.   Aynı toplumda yer alan kişilerin de kendine göre bir siyaset tanımı vardır. Bireyin siyasi bakışını etkileyen ise kendine göre doğru kabul ettiği fikirler ve anlayışlardır. Hiçbir yaptırımı olmayan ve kolay eleştiri getirilebilen farklı bilgi ve inançları da içinde barındıran kavramdır.

                   Siyaset nedir diye sorduğumuzda farklı yorumlarla karşılaşırız. Buna filozoflar da dahil olmak üzere tam ve bütüncül tanım getirilememektedir. Nedeni ise bireylerin ve dolayısıyla toplumların siyasetten ne anladığıyla ilgilidir. Bireyin siyasi bakışını etkileyen ise kendine göre doğru kabul ettiği fikirler ve anlayışlardır. Siyaset yine de geçmişten geleceğe yansıyan yazılı olmayan ve genel kabul gören kendi ilkelerini yaratabilmiştir. Tüm bu bilgi karmaşası içinde ortaya çıkan olgu ise kişisel fayda ile toplumsal fayda arasında yapılan tercihlerin bireylerin siyasi tavırlarını etkilemesidir.

                   Yüzyıllar boyunca batı toplumunda egemenlerin (krallar, asiller ve din adamları) yetkinliğinde olan siyaset, büyük bedeller ödenerek değişime uğramış, insan hakları ve demokrasi kavramlarını da bünyesine katmıştır. Siyasi partilerin kurulması, seçme ve seçilme hakkının kazanılmasıyla siyaset, çeşitli halk sınıfları ve çıkar gruplarıyla birlikte toplumsal rekabet ve çatışmalarını da içine çekmiştir. Böylece siyaset yapmak,  fikir veya çıkar gruplarının devleti yönetmek amacıyla iktidarı elde etmenin temel aracı haline gelmiştir. Siyaset yapmak, toplumda bireylerin ve grupların yasalarla korunması gereken temel hakkıdır. Siyaseti güçlü kılacak olan ise bireyin toplumda genel kabul görmüş kural ve yasalara aykırı olmamak kaydıyla fikrini özgürce ifade edebilmesidir.

                    Yukarıdaki genel bilgiler çerçevesinde, günümüzde siyaset üzerinde oluşan kötüleme alışkanlığı ve algısı iyi araştırılmalıdır. Kavram karışıklığını ortadan kaldırmak adına, siyaset kurumu mu kötü? siyaset yapanlar mı kötü? Yoksa siyaset yapanları seçenler mi kötü? Bu sorulara kesin bir şekilde evet veya hayır demek mümkün değildir. Cevaplayabilmek için öncelikle kişisel fayda ve toplumsal fayda kavramları kapsamında analiz yapmak gerekir.

                      Siyaset kurumunu aksamaya meydan vermeden güçlü tutan, genel kabul görmüş etik kurallarla birlikte yasalar ve hukuktur. Toplumsal faydayı önceleyen hukuku düzenlemeleri içermeli, objektif olmalı, hiçbir grup ve parti lehine hükümler ihtiva etmemelidir. Siyaset kurumunu daha güçlü kılacak olan Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu üzerinden oluşan tartışmaların giderilmesidir. Görev yine siyasetçilere düşmektedir.

                      Gelelim siyasetçileri kötüleme algısına. Siyasetçiler faaliyetlerini yaparken belli bireysel faydalar elde eder. Bunlardan tanınırlık ve toplumsal saygı en önemlisidir. Halkın yararına yaptığı işler onun en değerli ödülüdür. Parasal gelir sağlaması ise yasal sınırlar içinde kalmalıdır. Devletin verdiği yetkiyi kendisi veya belli grupların çıkarına kullanmamalıdır. Vaat ettiği işleri yerine getirmelidir. Tabiidir ki; eninde sonunda siyasetçilerin içinden kişisel çıkarlarını önceleyenler ve vaatlerini yerine getirmeyenler çıkacaktır. İşte burada denetleyici ve hakem halktır. Halkı oluşturan birey, toplumsal fayda adına seçim sürecinde siyasileri takip ederek ve kendi doğruları ile karar verip sandıkta oyunu kullanmalıdır. Böylece, zamanla siyaseti şahsi çıkarları için kullanan siyasetçiler kabul görmeyecek ve uzaklaşacaktır.

                      Aslında siyaseti dizayn eden seçmendir, halktır. Siyasetçilerin iyisi de kötüsü de halkın içinden çıkıyor. Dolayısıyla siyasetçi, iyisi ve kötüsüyle halkın bir yansımasıdır. Kısacası halk siyasetçiyi farklı değerler ve kabullerle seçiyor. Toplumsal faydadan önce kişisel çıkar ve menfaatini dikkate alarak oy verenlerden de söz etmeden geçmeyelim. İdeal olan ise kendisini yönetecek olan siyasetçileri bilgi edinerek, iradesini hiçbir kurum veya yapıya teslim etmeden objektif bir biçimde karar vererek sandıkta oy kullanılmasıdır. Hele hiçbir engeli olmadığı halde sandığa giderek oy kullanmayanların siyaset hakkında söz söylemeye de haklarının olmadığını düşünüyorum. Neden oy kullanmadın diye sorulduğunda ise oy pusulasında farklı fikirleri ve ilkeleri olan otuzun üzerinde parti bulunmasına rağmen fikirlerime uygun parti yok diyenler de vardır. Kolaycılık veya aslında hiçbir fikri olmadığının itirafıdır. Ne yazık ki; siyaseti ve siyasetçiyi en çok kötüleyenler de bu kişilerdir.   

                         Ayrıca, konforlarından vazgeçmeden siyaset yapmıyorum diyerek kendisini siyasetin dışında konumlayanlar vardır. Yine de siyaset kavramları üzerinden fikirlerini beyan etmekten geri kalmazlar. Onlara göre siyaset yapmak gereksizdir. Halkı cahil ve hakir görme eğilimi gösterirler. Sırça köşklerinden entel ve kibirli tavırlarla ahkam keserler. Gününü gün ederek ve hiçbir sivil toplum kuruluşunda görev almayıp toplumda fayda yaratmayanların siyaset eleştirileri de önemsizdir.

                         Ne siyasetçinin seçmeni ne de seçmenin siyasetçiyi kötüleme hakkı vardır. Zaten iki kesim de birbirinin aynasıdır. Seçmenin ise toplumsal sorumluluğu kapsamında görevi, halka yakın ve toplumsal faydayı sağlayacak liyakatli yöneticileri seçmektir.        

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.