Seyit Onbaşı manşetleri okusa! / Mercimek ve Çağlayan'a yanarım / MHP'de devşirme dönem bitti!

Köşe Yazısı 01.03.2023 - 20:34, Güncelleme: 02.03.2023 - 06:37 8304+ kez okundu.
 

Seyit Onbaşı manşetleri okusa! / Mercimek ve Çağlayan'a yanarım / MHP'de devşirme dönem bitti!

Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

SEYİT ONBAŞI MANŞETLEİR OKUSA! İnanılması, Güç bir afet yaşadık. Ne görüntüler, Ne hikayeler, Ne olaylar gördük. Arşivlerde, Unutulamayacak görüntüler mevcut. Yani, İnek izlese süt keseceği görüntüler var. Ancak, Biz, Her zaman olduğu gibi, Birbirimizi yemekten geri durmuyoruz. Deprem bitti, Ortalık biraz rahatladı, Hemen, Ata sporumuza geri döndük. Twitter’a bakıyorum, Ayrı dünya, Milyonlarca farklı fikir. Teyite muhtaç. Facebook’a bakıyorum, Bambaşka bir dünya. Yani bu millet, Birlik ve beraberlik örneklerini, Daha önce nasıl sergilemiş? İnanılması çok güç. Düşünsenize, Çanakkale Savaşı’ndayız. Kızılay çadırları kurmuş. Yemek dağıyor. Yara sarıyor. O zaman sıkıntı yok muydu? Elbette olmuştur. Ama o zaman, Sosyal medya yoktu. Neyse, Savaş sırasında, Kızılay çadırları eleştiriliyor. Başka bir derneğin Çanakkale’ye yardımları gündeme geliyor. Yok, Şu isim, Savaş bölgesine, VİP atla gitti diye, İstanbul gazetelerinde haberler çıkıyor… Falan filan yani. Bunları okuyan asker, Savaşabilir mi? Morali kalır mı? Seyit Onbaşı tonluk mermiyi kaldırıyor, Muhalif medya yazıyor, “Merminin içi boştu” Manşet atıyor, “Aslında top vinci hiç bozulmamış”, Devam ediyor, “Seyit Onbaşı’nın dikkat çeken geçmişi” Satı araları, “Seyit Onbaşı Fransızlarla iş birliği yaptı”… Yani, Allah’tan bunlar olmamış. Düşünsenize Seyit Onbaşı’nın bunları okuduğunu. Hiç, Fransız zırhlısını batıracak gücü kalır mıydı? O dönem, Asker olmasının yanı sıra, Politik olarak parlamaya başlayan, Mustafa Kemal Atatürk’ü! Muhalif basın yazıyor, “Mustafa Kemal Fransız manevralarına katılmıştı”. Manşet atıyor, “MUSTAFA KEMAL’İN KIZILAY İLE BAĞI NEDİR?”. Devam ediyor, “ Şok! Mustafa Kemal aslında, ‘Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" dememiş. Savunmada kalın demiş. İşte şahit olan askerin o sözleri”… Satır araları, ‘Mustafa Kemal savaş alanına VİP at ile gitti’… Çarpıcı olması için bu örnekleri verdim. Bırakın birbirinizi yemeyi. Hesap verilebilir olması önemli. Ancak, Siyasetin de, Politikanın da, Kişisel hırsların da, Bir vakti var. 40 gün yas tutalım. Sonrasında bakarız. *             *             *             *             *             *             *             * MERCİMEK İLE ÇAĞLAYAN’A YANARIM AK Parti, Tarihinin en büyük seçimine gidiyor. Gidiyor da, Zonguldak’ta, Sanki sınıf başkanı seçilecekmiş kadar hava yok. Büyük umutlar ile, Göreve gelen, Muammer Avcı, Zeki Tosun’dan daha hantal çıktı. Tosun’un, Öyle böyle ufakta olsa bir ekibi vardı. Avcı’nın, Kendinden başka kimsesi yok. Bir gazeteci, Bir de EYT’li şoför var yanında sadece. Son EYT kararı ile, Belki emekli olmuştur. Bilemeyiz. Emekliliğini medyada çalışarak da sürdürebilir. Şurada seçime ne kaldı? Siz, Herhangi bir çalışma görebilir musunuz? AK Parti Zonguldak’ta, Hüsrana uğrarsa, Tarihe geçecek Avcı! Ama, Göremiyorlar. Kibirleri, Gözlerini karartmış. Ben, Erdal Mercimek ile Mustafa Çağlayan’a üzülüyorum. Bu ekip ile, Hep birlikte kaybederlerse, Zonguldak’a, Uzun yıllar hizmet edecek isimler, Siyaset sahnesinden silinecek. Avcı, Denizde boğulurken, Kendisini kurtarmaya gelen herkesi, Kendisi ile beraber, Karadeniz’in karanlık sularına çekecek. Şair Nabi’nin hicvi ile bitireyim. Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde Biz hezâran mest-i mağrûrun humârın görmüşüz… Sadeleştirilmiş Türkçe meali, “Talih meyhanesinde -geldiğin yüksek mevkilerde- çok da gururlanma çünkü biz gururdan sarhoş olanların binlercesini daha sonra sersemlemiş halde görmüşüz”… *             *             *             *             *             *             *             * MHP’DE DEVŞİRMELER İKTİDARDAN DÜŞTÜ Milliyetçi Hareket Partisi, Uzun yıllar, Zonguldak’ta, Çalkantılı bir süreç geçirdi. Varol Demirköse ile, Bu zirveye tırmandı. Ülkücülerin değil, MEHAPE’lilerin iktidarı, MHP’de yaşanan durumun sebebi. Ben bunu, Osmanlı’ya benzetiyorum. Türk devlet yöneticilerinden sonra, Devşirmelerin iktidarı, Osmanlı’da hüküm sürmüştü. Yüksek mevkilere, Devşirmeler getirilmişti. Heh işte’ Zonguldak MHP’sinin durumu, Tam da buydu. Ülkücü olmayan, Ancak MEHAPE’li olan, Hamdi Ayan ile başlayan süreç, BBP kökenli, Ve, Ümmetçi olan, Varol Demirköse ile devam etti. Herkesin devri bitince, Ülkücülüğü tartışılmayan, Mustafa Öztürk il başkanı oldu. Şimdi kimsenin sesi çıkıyor mu? Muhalif olan kaç kişi var? Öztürk, İyi niyetle, Çalışmak için çabalıyor. Kamburu da bir o kadar sırtında. Ayan ve Demirköse dönemi ile, Bu dönemin, Böyle kıyaslanması gerekiyordu. Mustafa Öztürk fevkalade mi? En küçük pay ile, Fevkaladeliği Ülkücü olmasındandır.    
Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

SEYİT ONBAŞI MANŞETLEİR OKUSA!

İnanılması,

Güç bir afet yaşadık.

Ne görüntüler,

Ne hikayeler,

Ne olaylar gördük.

Arşivlerde,

Unutulamayacak görüntüler mevcut.

Yani,

İnek izlese süt keseceği görüntüler var.

Ancak,

Biz,

Her zaman olduğu gibi,

Birbirimizi yemekten geri durmuyoruz.

Deprem bitti,

Ortalık biraz rahatladı,

Hemen,

Ata sporumuza geri döndük.

Twitter’a bakıyorum,

Ayrı dünya,

Milyonlarca farklı fikir.

Teyite muhtaç.

Facebook’a bakıyorum,

Bambaşka bir dünya.

Yani bu millet,

Birlik ve beraberlik örneklerini,

Daha önce nasıl sergilemiş?

İnanılması çok güç.

Düşünsenize,

Çanakkale Savaşı’ndayız.

Kızılay çadırları kurmuş.

Yemek dağıyor.

Yara sarıyor.

O zaman sıkıntı yok muydu?

Elbette olmuştur.

Ama o zaman,

Sosyal medya yoktu.

Neyse,

Savaş sırasında,

Kızılay çadırları eleştiriliyor.

Başka bir derneğin Çanakkale’ye yardımları gündeme geliyor.

Yok,

Şu isim,

Savaş bölgesine,

VİP atla gitti diye,

İstanbul gazetelerinde haberler çıkıyor…

Falan filan yani.

Bunları okuyan asker,

Savaşabilir mi?

Morali kalır mı?

Seyit Onbaşı tonluk mermiyi kaldırıyor,

Muhalif medya yazıyor, “Merminin içi boştu”

Manşet atıyor, “Aslında top vinci hiç bozulmamış”,

Devam ediyor, “ Seyit Onbaşı’nın dikkat çeken geçmişi”

Satı araları, “ Seyit Onbaşı Fransızlarla iş birliği yaptı”…

Yani,

Allah’tan bunlar olmamış.

Düşünsenize Seyit Onbaşı’nın bunları okuduğunu.

Hiç,

Fransız zırhlısını batıracak gücü kalır mıydı?

O dönem,

Asker olmasının yanı sıra,

Politik olarak parlamaya başlayan,

Mustafa Kemal Atatürk’ü!

Muhalif basın yazıyor, “Mustafa Kemal Fransız manevralarına katılmıştı”.

Manşet atıyor, “MUSTAFA KEMAL’İN KIZILAY İLE BAĞI NEDİR?”.

Devam ediyor, “ Şok! Mustafa Kemal aslında, ‘Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum" dememiş. Savunmada kalın demiş. İşte şahit olan askerin o sözleri”…

Satır araları, ‘Mustafa Kemal savaş alanına VİP at ile gitti’…

Çarpıcı olması için bu örnekleri verdim.

Bırakın birbirinizi yemeyi.

Hesap verilebilir olması önemli.

Ancak,

Siyasetin de,

Politikanın da,

Kişisel hırsların da,

Bir vakti var.

40 gün yas tutalım.

Sonrasında bakarız.

*             *             *             *             *             *             *             *

MERCİMEK İLE ÇAĞLAYAN’A YANARIM

AK Parti,

Tarihinin en büyük seçimine gidiyor.

Gidiyor da,

Zonguldak’ta,

Sanki sınıf başkanı seçilecekmiş kadar hava yok.

Büyük umutlar ile,

Göreve gelen,

Muammer Avcı,

Zeki Tosun’dan daha hantal çıktı.

Tosun’un,

Öyle böyle ufakta olsa bir ekibi vardı.

Avcı’nın,

Kendinden başka kimsesi yok.

Bir gazeteci,

Bir de EYT’li şoför var yanında sadece.

Son EYT kararı ile,

Belki emekli olmuştur.

Bilemeyiz.

Emekliliğini medyada çalışarak da sürdürebilir.

Şurada seçime ne kaldı?

Siz,

Herhangi bir çalışma görebilir musunuz?

AK Parti Zonguldak’ta,

Hüsrana uğrarsa,

Tarihe geçecek Avcı!

Ama,

Göremiyorlar.

Kibirleri,

Gözlerini karartmış.

Ben,
Erdal Mercimek ile Mustafa Çağlayan’a üzülüyorum.

Bu ekip ile,

Hep birlikte kaybederlerse,

Zonguldak’a,

Uzun yıllar hizmet edecek isimler,

Siyaset sahnesinden silinecek.

Avcı,

Denizde boğulurken,

Kendisini kurtarmaya gelen herkesi,

Kendisi ile beraber,

Karadeniz’in karanlık sularına çekecek.

Şair Nabi’nin hicvi ile bitireyim.

Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde

Biz hezâran mest-i mağrûrun humârın görmüşüz…

Sadeleştirilmiş Türkçe meali, “Talih meyhanesinde -geldiğin yüksek mevkilerde- çok da gururlanma çünkü biz gururdan sarhoş olanların binlercesini daha sonra sersemlemiş halde görmüşüz”…

*             *             *             *             *             *             *             *

MHP’DE DEVŞİRMELER İKTİDARDAN DÜŞTÜ

Milliyetçi Hareket Partisi,

Uzun yıllar,

Zonguldak’ta,

Çalkantılı bir süreç geçirdi.

Varol Demirköse ile,

Bu zirveye tırmandı.

Ülkücülerin değil,

MEHAPE’lilerin iktidarı,

MHP’de yaşanan durumun sebebi.

Ben bunu,

Osmanlı’ya benzetiyorum.

Türk devlet yöneticilerinden sonra,

Devşirmelerin iktidarı,

Osmanlı’da hüküm sürmüştü.

Yüksek mevkilere,

Devşirmeler getirilmişti.

Heh işte’

Zonguldak MHP’sinin durumu,

Tam da buydu.

Ülkücü olmayan,

Ancak MEHAPE’li olan,

Hamdi Ayan ile başlayan süreç,

BBP kökenli,

Ve,

Ümmetçi olan,

Varol Demirköse ile devam etti.

Herkesin devri bitince,

Ülkücülüğü tartışılmayan,

Mustafa Öztürk il başkanı oldu.

Şimdi kimsenin sesi çıkıyor mu?

Muhalif olan kaç kişi var?

Öztürk,

İyi niyetle,

Çalışmak için çabalıyor.

Kamburu da bir o kadar sırtında.

Ayan ve Demirköse dönemi ile,

Bu dönemin,

Böyle kıyaslanması gerekiyordu.

Mustafa Öztürk fevkalade mi?

En küçük pay ile,

Fevkaladeliği Ülkücü olmasındandır.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.