UZUN UZUN YAZDIM AMA ANLAMADILAR! Dün ki, Ali Uzun Hacca gitsin, Başlıklı yazımın ardından, Bir çok eleştiri aldım. Destek veren de var. Söven de! Halbuki bir analiz yazısı olmakla birlikte, Doğru bildiğimi sizlerle paylaştım. Biri de çıkıp, Desin ki, “Batuhan bir cümlesi bile yanlış”… Yazının özü, Ali Uzun Ağabeyin, Yaşından mütevellit, Çok hevesli olmayacağı, Bir işe heyecan duymayacağı, Gençlerin, Bizlerin daha heyecanlı olabileceği noktasındaydı. Fakat birileri, Yazıları yine, Başka taraflarından anladı. Ben diyorum ki, “Ali Uzun Ak Parti’nin hücrelerine işlemişken neden CHP’den aday oluyor?” … Bütün vaziyetim bu. Merak ediyorum. Ne bu siyasi hırs? “Ben Ali Ağabey’e teleferik yapalım” desem, “Batuhan Ankara’dan buna ödenek çıkmaz. Boşa kürek çekmeyelim” diyecek. Benim bütün hevesim kaçacak. O, siyasi olgunluk ve Ankara işleyişini bildiği için, Bu cevabı verecek. Ama benim deli gönlüm öyle değil ki! Ben Ankara’ya gidip, Savaşacak, Dövüşecek, Ya yenilecek ya zafer kazanacak genç bir isim olsun taraftarıyım. Önceden her şeyi görenler, Bana pek gelmiyor. Bize bir tane deli lazım dostlar. Ruh hastası bir herif lazım. Kontrollü, Tecrübeli biri değil. Sakin, ne yaptığını bilen adam açıkçası beni heyecanlandırmıyor. Bize bir tane Deli Dumrul lazım! Fevkani’yi kesip, Gişe kurup, Vatandaştan para toplayacak bir manyak varsa, Ben onu desteklerim. Öyle bir şey lazım… Öyle ütopik fikirleri olacak. Yoksa herkes asfalt döküp, Para yok diye, Yamasını parke ile yapar. Belki heykel de yapar… *          *          *          *          *          *          *          *          *          EREĞLİ İYİ PARTİ’DE Mİ? Dün, İYİ Parti İl Başkanı Yavuz Erkmen ile sohbet etme imkanı bulduk. Haberini de yayımladık. Benim izlenimlerim, Zonguldak’ta, CHP-İYİ Parti ittifakı sinyali yönünde oldu. Aslında, CHP adayı açıklanacakken, Gecikmesinin sebebi, Tam da bu nokta. Yoksa, Ev sahibi mekanına bu kadar gecikir mi? Ama beni asıl kuşkulandıran, CHP’yi Zonguldak’ta ittifak arayışına iten durum ne? Dostlar, Şu konjonktürde, Biz bölünecek bir sağ siyasetten bahsediyoruz. Yani, Lokomotif olan, Sağ cenahtaki, Ak Parti, Ve, Güçlü bir aday çıkarmış olan MHP… Peki CHP bu noktada neden ittifak arayışında? Belli ki bölünmesi muhtemel sağ siyasete rağmen, Bir risk var ortada. Kimse riske girmek istemiyor. Tabi diğer taraftan, Aynı anadan doğma değil ya bu çocuklar, CHP ile İYİ Parti arasında ittifaktan ziyade, Bir pazarlık söz konusu. Merkez CHP’ye giderse, En büyük ikinci ilçe, Veya, 3. ilçe, Veya sıralamadaki bir başka ilçe. İYİ Parti’ye verilecektir. Ereğli olabilir mi? Milliyetçi menşeili Mansur Yavaş, Ankara’da CHP’den aday gösteriliyorsa, Ereğli’den CHP kökenli biri İYİ Parti’den aday gösterilir mi? Bence her şey mümkün. Ereğli harici bir başka ilçede İYİ Parti elle tutulur bir zafer nidası atamaz. Bunların haricinde ne olabilir? Çaycuma’da İP aday çıkarmayıp Kantarcı’yı destekleyebilir. Gökçebey’de ise tam tersi, CHP aday çıkarmayıp, Vedat Öztürk’ü destekleyebilir. Geri kalan ilçelerde zaten CHP adayını gösterdi. Bakalım, Zaman bize ne gösterecek. Analizlerimiz tutacak mı? *          *          *          *          *          *          *          *          SEX VE KASET SİYASETİ Zonguldak’ta, Sex ve kaset siyaseti, Hiçbir zaman bitmeyecek. Birilerine göz dağı vermek, Ekarte etmek için, Sürekli bu kullanılacak. Aslında bir başarısı bulunmayanlar, Bu kelimeleri, Birilerini ekarte etmek için, Meta’laştırıyor! Kadının ve başarının ve hatta Başarılı isimlerin açığını bulmanın metalaştırılması, Gazipaşa’da kendine yer buluyor. Bu noktada, Ticari kaygı ile yapılan karalamalar, Fetöcülerin önüne geçiyor. Öncelikle dini ve vatanı ticari unsur haline getirenlerle mücadele edip, Daha sonra, Belki magazinsel işlere yönelmeliyiz… NOT: META: satılmak amacıyla üretilen, alınır satılır mal, ticaret malı. *          *          *          *          *          *          *          *          BOZUK YOLLARIN İÇİNDE! Çocukluğumdan beri şiir yazarım. Kafiyeden nefret ettiğim için, Serbest şiir favorimdir. Bu da bende kültür olmuş. Uzun aradan sonra, Bir şeyler karaladım, Geçenlerde. Baktım aynı köşe yazılarıma benziyor. Ben ona ‘topal merdiven’ şiiri diyorum. Buyurun sizlerle; - Sen ne güzelsin düşmanım! Her gün, Mızrak ucuyla, Arnavut yokuşlarında, Çay karıştırmaların yok mu? Kan kırmızı… Kaldırım aralıklarındaki sohbetlerin, Saçma gülümsemelerin, Savaş ortasında, Herkes birbirini keserken ki vahşetin, İki süzgeçten geçirdiğin dünyada, Merhametini nerede unuttun? Bozuk yolların içinde, Sek sek yürürken, Sevdanı yerden kaldırman, Ters basmasın biri diye, Bir savaş meydanının ortasında, Bu kadar merhametli olman… Öne çıkık alnın, Saçma siparişlerin. Ölmelisin bence, Aman Allahım bu ne güzellik!