İki bin yıllık intikam: Gazze

Köşe Yazısı 03.11.2023 - 18:11, Güncelleme: 03.11.2023 - 18:11 3364+ kez okundu.
 

İki bin yıllık intikam: Gazze

Sinan Poyraz'ın kaleminden

İkibin Yıllık İntikam:Gazze,                     07 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’den göçe zorlanan ve katledilen Filistinlileri takip ediyoruz. Kadın ve çocuk ayrımı yapılmadan sivillerin üzerine tonlarca bomba atılmakta, bir toplumun göz göre göre nasıl yok edildiğini içimiz kan ağlayarak seyrediyoruz. Batıya, ABD ve İsrail Siyonistlerine öfkemiz taşmış bir durumda. Bu ülkelerin ikiyüzlülüğü ve çıkarcı bakışına karşı gereken tedbirlerin alınamaması ve çaresiz kalınmasını kabul edemiyoruz. Vicdanların bu kadar kararmış olmasına şaşıyoruz.                    Siyonistlerin bu acımasızlığının kaynağını ve nedenlerini incelemek gerekir. Tarihin derinliklerine gittiğimizde iki bin yıllık intikamın nesiller boyunca yaşatıldığını görürüz. Yahudi tarihi isyanlar, savaşlar ve sürgünlerle doludur. Kenani topraklarından birçok kez başka ülkelere sürgüne gönderildiler. Yahudiler bu sürgünleri sadece tarihsel olay olarak değil, işledikleri günahların tanrısal bir cezalandırma ve cezalandıranları da tanrının elçisi olarak görürler. MÖ 587 yılında Yahudilere en büyük darbeyi vurmuş Babil Kralı Nebukadnezzar olmak üzere birçok Asur ve Mısır krallları Yahudileri düzene sokmak için Tanrı’nın özel temsilcileri kabul edilmektedir. Sürgünün ne kadar süreceği hususunda net bilgi Yeremya tarafından verilmiş ve yetmiş yıl kehanetine inanılmıştır.  MÖ 538 yılındaki sürgün dönüşü ise Persliler dönemine rastlamaktadır. Yahudilikte kutsal kabul edilen Kudüs’teki mabedin yıkılması ve tanrısal Davut hanedanlığının çöküşü ebedi korunmuşluk inancına darbe vurmuştur. Büyük şok yaşayan Yahudiler, bunun için ağıtlar yakmış ve anısına oruçlar tutulmaya başlanmıştır. On emir dışına çıkma (Yahudi olmayanlara karşı emirler dışına çıkılabilir)  veya günah işleme durumunda tanrı tarafından cezalandırılacaklarına inanmışlardır. Ayrıca, yüzyıllar boyunca da dinsel kehanetler ve mitolojik söylemler Yahudi nesilleri tarafından yaşatılmıştır.                      Yahudi inancı ile Siyonizmi birbirinden ayırmak gerekir. Siyonizm, Yahudilerin kendi bağımsız devletlerini kurmalarını savunur. Siyonistler, Yahudi halkının tarih boyunca çeşitli yerlerde yaşadıkları zulüm ve ayrımcılığın ardından, kendi topraklarına dönme hakkına sahip olduğunu savunurlar. Siyonizm, din ve devleti kesinlikle birbirinden ayırmazlar. Buna göre dini hürriyet kazandıktan sonra mutlaka siyasi hürriyet hayata geçmelidir. Dolayısıyla Siyonist Devlet, laik bir devlet değil; Yahudi Şeriatı’na göre yönetilecek bir devlet olacaktır. Siyonistler bu ideallerini Tevrat’a dayandırmaktadırlar:                  “O zaman Rab bütün milletleri önünden kovacak ve sizden büyük kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacaktır. Sınırınız çölden Lüban’dan ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır.”(Tevrat, Tesniye bölümü,12/25)                     Bunun için dini hürriyetin neticelenmesiyle siyasi hürriyetin meydana gelmesi için Politik Siyonizmi hayata geçirmek icab ediyordu. Bunu da ilk defa dillendiren ve hayata geçirmek için ölünceye kadar bu uğurda mücadele eden Siyonizmin babası görülen Theodor Herzl’dir. Siyonizmin canlanmasında asıl hamleyi bu kişi yapmıştır. 1860’da doğup 1904’de ölen ve gazeteci olan Dr.Theodor Herzl, arkasına Yahudi diasporalarını alarak 1896 yılında Der Jundenstaat (Yahudi Devleti) ismiyle bir risale yayınlayıp, Siyonist teşkilâtın doğmasını sağlamıştır. 1897 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde Birinci Siyonist teşkilât toplantısında meşhur Sion Protokolleri görüşüldüğü tahmin edilmektedir.                                            Siyon Dağı efsanesi ise, Hz. Davut’un oğlu olan ve Kudüs başşehir yapıldığı krallığın başına geçen Hz. Süleyman Siyon dağında Süleyman Mabedi’ni inşa ettirmiştir. Yahudi geleneğine göre Beyt Hamikdaş (Kutsal Ev) denilen bu mabedin Siyonizmin dünya hakimiyetinde mühim bir yere sahiptir. Süleyman Mabedi’ni Siyon dağında inşa ideali Yahudiler için bir semboldür. Asıl inşa etmek istedikleri dünyaya hakim olma mefkuresidir.                     Dolayısıyla, çeşitli açık ve gizli tarikat yapılanmalarının çabalarıyla sonraki süreçte İsrail Şeriat Devleti kurarak başarmış durumdalar. ABD ve batı devletleri, çokuluslu Siyonist şirket ve finansal kurumların etkisinde kalarak kendi menfaatleri çerçevesinde ses çıkaramamaktadırlar. Araplar da aynı oyunun içinde figüranlık yapmaktadırlar. Önümüzdeki günlerde Mısır’ın Dünya Bankasındaki borçlarının silinmesi karşılığında Filistinlilerin Sina çölüne gönderilmesi gerçekleşirse hiç şaşırmayalım.                     Gazze’de yapılan İsrail katliamının esas amacı; Filistinlileri topraklarından atmak, vaat edilmiş gördükleri toprakları ele geçirmek, dünyaya hakim olmak ve yüzyıllardır sürdürülen Yahudi inancı temelinde Siyonizmin harlamış olduğu intikamı almaktır.                          Böyle bir katliam nasıl yapılıyor diye boşuna İsrail’den vicdan bekliyoruz. Gözleri kan bürümüş Siyonist Siyasetçilerin anlayacağı dil ise bir gün kendilerinin yargılanıp bedelini ödeyeceklerini bilmelerini sağlamaktır.  
Sinan Poyraz'ın kaleminden

İkibin Yıllık İntikam:Gazze,

 

                  07 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’den göçe zorlanan ve katledilen Filistinlileri takip ediyoruz. Kadın ve çocuk ayrımı yapılmadan sivillerin üzerine tonlarca bomba atılmakta, bir toplumun göz göre göre nasıl yok edildiğini içimiz kan ağlayarak seyrediyoruz. Batıya, ABD ve İsrail Siyonistlerine öfkemiz taşmış bir durumda. Bu ülkelerin ikiyüzlülüğü ve çıkarcı bakışına karşı gereken tedbirlerin alınamaması ve çaresiz kalınmasını kabul edemiyoruz. Vicdanların bu kadar kararmış olmasına şaşıyoruz.

                   Siyonistlerin bu acımasızlığının kaynağını ve nedenlerini incelemek gerekir. Tarihin derinliklerine gittiğimizde iki bin yıllık intikamın nesiller boyunca yaşatıldığını görürüz. Yahudi tarihi isyanlar, savaşlar ve sürgünlerle doludur. Kenani topraklarından birçok kez başka ülkelere sürgüne gönderildiler. Yahudiler bu sürgünleri sadece tarihsel olay olarak değil, işledikleri günahların tanrısal bir cezalandırma ve cezalandıranları da tanrının elçisi olarak görürler. MÖ 587 yılında Yahudilere en büyük darbeyi vurmuş Babil Kralı Nebukadnezzar olmak üzere birçok Asur ve Mısır krallları Yahudileri düzene sokmak için Tanrı’nın özel temsilcileri kabul edilmektedir. Sürgünün ne kadar süreceği hususunda net bilgi Yeremya tarafından verilmiş ve yetmiş yıl kehanetine inanılmıştır.  MÖ 538 yılındaki sürgün dönüşü ise Persliler dönemine rastlamaktadır. Yahudilikte kutsal kabul edilen Kudüs’teki mabedin yıkılması ve tanrısal Davut hanedanlığının çöküşü ebedi korunmuşluk inancına darbe vurmuştur. Büyük şok yaşayan Yahudiler, bunun için ağıtlar yakmış ve anısına oruçlar tutulmaya başlanmıştır. On emir dışına çıkma (Yahudi olmayanlara karşı emirler dışına çıkılabilir)  veya günah işleme durumunda tanrı tarafından cezalandırılacaklarına inanmışlardır. Ayrıca, yüzyıllar boyunca da dinsel kehanetler ve mitolojik söylemler Yahudi nesilleri tarafından yaşatılmıştır.  

                   Yahudi inancı ile Siyonizmi birbirinden ayırmak gerekir. Siyonizm, Yahudilerin kendi bağımsız devletlerini kurmalarını savunur. Siyonistler, Yahudi halkının tarih boyunca çeşitli yerlerde yaşadıkları zulüm ve ayrımcılığın ardından, kendi topraklarına dönme hakkına sahip olduğunu savunurlar. Siyonizm, din ve devleti kesinlikle birbirinden ayırmazlar. Buna göre dini hürriyet kazandıktan sonra mutlaka siyasi hürriyet hayata geçmelidir. Dolayısıyla Siyonist Devlet, laik bir devlet değil; Yahudi Şeriatı’na göre yönetilecek bir devlet olacaktır. Siyonistler bu ideallerini Tevrat’a dayandırmaktadırlar:

                 “O zaman Rab bütün milletleri önünden kovacak ve sizden büyük kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanınızın bastığı her yer sizin olacaktır. Sınırınız çölden Lüban’dan ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ınız Rab size söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır.”(Tevrat, Tesniye bölümü,12/25)

                    Bunun için dini hürriyetin neticelenmesiyle siyasi hürriyetin meydana gelmesi için Politik Siyonizmi hayata geçirmek icab ediyordu. Bunu da ilk defa dillendiren ve hayata geçirmek için ölünceye kadar bu uğurda mücadele eden Siyonizmin babası görülen Theodor Herzl’dir. Siyonizmin canlanmasında asıl hamleyi bu kişi yapmıştır. 1860’da doğup 1904’de ölen ve gazeteci olan Dr.Theodor Herzl, arkasına Yahudi diasporalarını alarak 1896 yılında Der Jundenstaat (Yahudi Devleti) ismiyle bir risale yayınlayıp, Siyonist teşkilâtın doğmasını sağlamıştır. 1897 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde Birinci Siyonist teşkilât toplantısında meşhur Sion Protokolleri görüşüldüğü tahmin edilmektedir.                      

                     Siyon Dağı efsanesi ise, Hz. Davut’un oğlu olan ve Kudüs başşehir yapıldığı krallığın başına geçen Hz. Süleyman Siyon dağında Süleyman Mabedi’ni inşa ettirmiştir. Yahudi geleneğine göre Beyt Hamikdaş (Kutsal Ev) denilen bu mabedin Siyonizmin dünya hakimiyetinde mühim bir yere sahiptir. Süleyman Mabedi’ni Siyon dağında inşa ideali Yahudiler için bir semboldür. Asıl inşa etmek istedikleri dünyaya hakim olma mefkuresidir.

                    Dolayısıyla, çeşitli açık ve gizli tarikat yapılanmalarının çabalarıyla sonraki süreçte İsrail Şeriat Devleti kurarak başarmış durumdalar. ABD ve batı devletleri, çokuluslu Siyonist şirket ve finansal kurumların etkisinde kalarak kendi menfaatleri çerçevesinde ses çıkaramamaktadırlar. Araplar da aynı oyunun içinde figüranlık yapmaktadırlar. Önümüzdeki günlerde Mısır’ın Dünya Bankasındaki borçlarının silinmesi karşılığında Filistinlilerin Sina çölüne gönderilmesi gerçekleşirse hiç şaşırmayalım. 

                   Gazze’de yapılan İsrail katliamının esas amacı; Filistinlileri topraklarından atmak, vaat edilmiş gördükleri toprakları ele geçirmek, dünyaya hakim olmak ve yüzyıllardır sürdürülen Yahudi inancı temelinde Siyonizmin harlamış olduğu intikamı almaktır.      

                   Böyle bir katliam nasıl yapılıyor diye boşuna İsrail’den vicdan bekliyoruz. Gözleri kan bürümüş Siyonist Siyasetçilerin anlayacağı dil ise bir gün kendilerinin yargılanıp bedelini ödeyeceklerini bilmelerini sağlamaktır.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.