Akşam haberini yapmıştık. Daha önceki yıllar yerel basına yansıdı olay. Tekrar gündemimize almamızın sebebi ise, Aslında konunun takibinin yapılmaması. Ereğli’de bir imam hatip lisesine, Aslında İmam Hatip ruhuna uygun olmayan bir ismi, Müdür olarak atacaklardı. Haberde de görüleceği üzere, İlgili müdüre hanımın paylaşımları sebebiyle, Kendisine başka bir seçenek verildi. Peki sizce, Devlet büyüklerine hakaret, Vatandaşlar alay eden bu şahıs, Nereye atanmış olabilir? Biliyorsunuz ülkemizde garip atamalar olabiliyor. İlgili paylaşımları yapan kişi, Öğretmenevi Müdür Yardımcılığına atanıyor. Olay da yerel basına zaten daha önce skandal olarak yansımıştı. Neyse, Daha sonra ortaya çıkıyor ki, Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğünün, Konu ile ilgili soruşturma dahi açmadığı belirleniyor. Ve, Bu olaya kurumun göz yumduğu ortaya çıkıyor. Vatandaş ise, BİMER, CİMER hepsine şikayetçi oluyor. Tabi sosyal medyada paylaşılan ifadeler, Daha sonra siliniyor. Ben şimdi merak ediyorum. Kurum bu olaya göz mü yumdu? Atama ödül olarak mı verildi? Diyelim ki paylaşımlarda bir sıkıntı yoktu o halde neden daha sonra silindi? Milli Eğitim nazarında İmtiyazlı Öğretmenler mi var? İmtiyazlı öğretmenler kurslar üzerinden de kollanıyor mu? *             *             *             *             *             *             *             * YUH ARTIK! Tabi son dönemde, Özellikle, Devlet kurumları, Ve, Bürokrasi ile ilgili sık sık haber yapıyorum. Benim bu haberlere bu kadar eğilmemin sebebi ise, Devletçi yapım, Ve, Bazı yaşananlara hakikaten inanamayışım. O kadar çok olay var ki. Mesela; Büyük bir ilçemizde, Bir rehabilitasyon merkezi, Kocaman bir köy ile işbirliği içinde çalışıyormuş. İnanabiliyor musunuz? Peki işbirliği nasıl oluyor? Köyün çoğu yardıma muhtaç ailelerden oluşuyor. Bu okul, Şehir dışında, Zonguldak’a yakın bölgelerden, Gerekli raporları sağlayabiliyor. Engeli olan kardeşlerime bir şey demiyorum. Ancak, Engeli olmayanlara da, Bir şekilde rapor ayarlanıyor. Köyde, Askere gidecek genç var. Askere alınacak sağlamlıkta genç yok. İşin rant kısmı ise, Pazarlamada ‘Win-win’ dediğimiz cinsten. Yani kazan-kazan… Aileler çocuklarına aldıkları rapor ile, Devletten maaş alıyor. Bu şekilde geçimini sağlıyor. Rapor almalarını sağlayan kurum ise, Rapor almaya bile bu çocukları kendi arabası ile götürüyor. Raporunu alıyor. Bu kurumda devletten öğrenci başına para kazanıyor. Bir köyde, Bu kadar bakır olursa, Hurdacıya satması kolay olur. Hurdacıda bakır para eder. *             *             *             *             *             *             * JAPON HAKKI! Önceki gün, CHP’nin, Ak Parti’de çoğunluk olmasına rağmen, Türkiye Belediyeler Birliği seçimlerini kazandığını belirtmiştik. Tabi, Bu seçimde örgütlü bir çalışmanın da meyvesine şahit olduk. CHP İl Başkanı Hakkı Güney tarafından başlatılan çalışma, Örgütlü çalışmanın gücünün ne demek olduğunu gösterdi. Öyle ki, Seçim çalışmaları, Sabah saat 10 sularında başlamış. Hakkı Güney’in koordinesinde, Atınç Kayıova ve diğer paydaşlar, Büyük bir zafer elde etti. Hakkı Güney’i aradım. “Nereden aldınız oyu” dedim. Dediki, “Batuhan sen bana hep Japon Hakkı diyorsun” dedi. “Uzakdoğudan, Doğudan, Batıdan, Vadiden, Her yerden oy aldık” dedi. Bu zafere, Japon Hakkı ve Samurayların efsane diyorum ben...