Bulguru kaynatırlar ama beklemesi bizlere kalırdı / Madencinin büyük yürüyüşü

Köşe Yazısı 04.01.2024 - 17:28, Güncelleme: 05.01.2024 - 06:06 6028+ kez okundu.
 

Bulguru kaynatırlar ama beklemesi bizlere kalırdı / Madencinin büyük yürüyüşü

Bulguru kaynatırlar ama beklemesi bizlere kalırdı / Madencinin büyük yürüyüşü

BULGURU KAYNATIRLAR AMA BEKLEMESİ BİZLERE KALIRDI Oraklar biçilir. Harman dövülür. Bizim çocukluğumuz hep bunların içinde geçti. Sonra Oluk yanında yalaklarda buğday yıkanırdı. Bu buğdayın kuruması lazım. Eyvana kenevir saplarından yapılmış beyaz kilimlerin üzerine serilirdi. Kuşlar yemesin diye bizi nöbetçi dikerlerdi. İki üç gün ıslak buğdayı beklerdik. İşimiz daha bitmedi. Büyük bir ateş yakılır. Üzerine kazanlar konur. Buğday kaynatılırdı. Niye kaynatılır? Buğday dövülmek için dibeklere giderdi. Üç dört kadın ellerinde sokular dibeğin içindeki buğdayı döverlerdi. Tabi ki dibekte buğday ıslanırdı. Yeniden kurutmak için kilimlere dökülür güneşte kurutulmaya bırakılırdı. Bunları kim bekleyecek? Biz nöbetçiler. Onun için orak biçmekten harman dövmeye kadar olan olayı severdik. Ama nöbetçilik bizi üzerdi. Yani beklemek istemezdik. Gezmek tozmak varken. Buğday kurusun diye başında bekle. Bulgur olacak duruma gelen buğdayın kurumasını bekle. Olacak iş değil. Yahu bizimde gezmek diye bir hakkımız var. O hakkımızı buğdayın kuruması için gasp ettiler. Onun için buğday kurutulmasını hiç sevmezdim. Ama sonra bu dövülen buğdaydan bulgur pilavı da çok lezzetli olurdu. Bu kadar yeter. Sağlıcakla kalın. MADENCİNİN BÜYÜK YÜRÜYÜŞÜ O günleri sanki dün olmuş gibi hatırlıyorum. Binlerce insan sel oldu aktı. Ankara yoluna. Biz madencilerimizi yalnız bırakır mıyız. Tabi ki bizde onların yanındaydık. Arabamızın arkasına toplayabildiğimiz gıda maddeleriyle doldurduk. Ocak ayının soğuğunu bilirsiniz. Hele geceleri. Zonguldak insanı yüz binlerce battaniyeyi yürüyüşe katılan işçi ve destekçilerine yolladı. Ankara yolu kenarlarında bahçelerin daraba ve çitleri anında ortadan kayboluyordu. Gecenin o soğuğu ateş yakılmadan çekilmez. Bizim maden işçileri kızıl derililere döndü. Başlarında bir kaç tane battaniye önlerinde büyük bir ateş. Böyle yüzlerce ateş yakıldı. Etrafında insan topluluğu. Bazıları ateşin közünde sucuk ekmek yaptı. Bazıları içkinin gözüne vurdular. İşte bu madenci yürüyüşü dünyada ses getirdi. Haklarını söke söke aldılar. Ama bu yürüyüşe kin tutanlar TTK'yı bu günkü duruma getirdiler. Kırk beş elli bin işçiden sekiz on bin işçiye kadar düşürdüler. O günü yaşayıp ölenlerin mekanları cennet olsun. Yaşayanlara sağlık sıhhat dilerim.
Bulguru kaynatırlar ama beklemesi bizlere kalırdı / Madencinin büyük yürüyüşü

BULGURU KAYNATIRLAR AMA BEKLEMESİ BİZLERE KALIRDI

Oraklar biçilir.
Harman dövülür.
Bizim çocukluğumuz hep bunların içinde geçti.
Sonra Oluk yanında yalaklarda buğday yıkanırdı.
Bu buğdayın kuruması lazım.
Eyvana kenevir saplarından yapılmış beyaz kilimlerin üzerine serilirdi.
Kuşlar yemesin diye bizi nöbetçi dikerlerdi.
İki üç gün ıslak buğdayı beklerdik.
İşimiz daha bitmedi.
Büyük bir ateş yakılır.
Üzerine kazanlar konur.
Buğday kaynatılırdı.
Niye kaynatılır?
Buğday dövülmek için dibeklere giderdi.
Üç dört kadın ellerinde sokular dibeğin içindeki buğdayı döverlerdi.
Tabi ki dibekte buğday ıslanırdı.
Yeniden kurutmak için kilimlere dökülür güneşte kurutulmaya bırakılırdı.
Bunları kim bekleyecek?
Biz nöbetçiler.
Onun için orak biçmekten harman dövmeye kadar olan olayı severdik.
Ama nöbetçilik bizi üzerdi.
Yani beklemek istemezdik.
Gezmek tozmak varken.
Buğday kurusun diye başında bekle.
Bulgur olacak duruma gelen buğdayın kurumasını bekle.
Olacak iş değil.
Yahu bizimde gezmek diye bir hakkımız var.
O hakkımızı buğdayın kuruması için gasp ettiler.
Onun için buğday kurutulmasını hiç sevmezdim.
Ama sonra bu dövülen buğdaydan bulgur pilavı da çok lezzetli olurdu.
Bu kadar yeter.
Sağlıcakla kalın.

MADENCİNİN BÜYÜK YÜRÜYÜŞÜ

O günleri sanki dün olmuş gibi hatırlıyorum.
Binlerce insan sel oldu aktı.
Ankara yoluna.
Biz madencilerimizi yalnız bırakır mıyız.
Tabi ki bizde onların yanındaydık.
Arabamızın arkasına toplayabildiğimiz gıda maddeleriyle doldurduk.
Ocak ayının soğuğunu bilirsiniz.
Hele geceleri.
Zonguldak insanı yüz binlerce battaniyeyi yürüyüşe katılan işçi ve destekçilerine yolladı.
Ankara yolu kenarlarında bahçelerin daraba ve çitleri anında ortadan kayboluyordu.
Gecenin o soğuğu ateş yakılmadan çekilmez.
Bizim maden işçileri kızıl derililere döndü.
Başlarında bir kaç tane battaniye önlerinde büyük bir ateş.
Böyle yüzlerce ateş yakıldı.
Etrafında insan topluluğu.
Bazıları ateşin közünde sucuk ekmek yaptı.
Bazıları içkinin gözüne vurdular.
İşte bu madenci yürüyüşü dünyada ses getirdi.
Haklarını söke söke aldılar.
Ama bu yürüyüşe kin tutanlar TTK'yı bu günkü duruma getirdiler.
Kırk beş elli bin işçiden sekiz on bin işçiye kadar düşürdüler.
O günü yaşayıp ölenlerin mekanları cennet olsun.
Yaşayanlara sağlık sıhhat dilerim.

Zonguldak HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.