Biz bu toprakları satın aldık!

Köşe Yazısı 16.10.2023 - 14:20, Güncelleme: 16.10.2023 - 19:14 3740+ kez okundu.
 

Biz bu toprakları satın aldık!

Sinan Poyraz'ın kaleminden

Biz bu Toprakları Satın Aldık                     Yıllardır dar bir kıyı şeridi olan Gazze’ye sıkıştırılmış olan Filistin halkının hazin hikayesini dizi film seyreder gibi takip ediyoruz. Batı ülkelerinin iki yüzlülüğü ve çıkarcı bakışına karşı öfke duyuyoruz.                     Osmanlının, Ortadoğu’dan çekilmesinden sonra Arapların yüzü hiç gülmedi. Kabilecilikten millet olma duygusuna geçemeyen Araplar, Haşimi sülalesinin tebaası olmaktan kurtulamadılar. Uluslararası sermayenin oyuncağı oldular. Kendilerini devlet yerine koyan, milletini öncelemeden, petrol gelirleri içinde yüzen aile fertlerinin tek sorunu geleceklerini garanti altına almak oldu. Böylece ABD’nin figüranı oldular.                    Filistin toprakları, İngilizlerin eline geçtikten sonra Siyonist stratejilerinin kurbanı oldu. Dünyanın her yerinden Yahudiler mülteci olarak getirildiler ve belli bir kitleye oluşunca da devletleşme aşamasına geçildi. 1947 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile iki devletli bir yapı oluşturularak İngilizler ülkeyi terk etti. Araplar ve Filistinliler bunu kabul etmediler, İsrail’e saldırdılar ve her defasında yenildiler. İşte bu noktada, yukarıda bahsettiğim millet olamamanın bedellerini ödediler. İsrail de yıllarca Batı Şeria ve ve Gazze topraklarını silah zoru ile tırtıklayarak işgal etti. Aynı film bugün Gazze’de devam ediyor. Kadın ve çocuklar dahil Filistinliler, Siyonistlerin tankları ve bombaları altında yok oluyorlar.                    Sosyal medyada bazı aklı evveller bilgiççe şöyle diyorlar; Filistinliler topraklarını sattılar. Satmasaydılar başlarına bunlar gelmezdi. Böyle toptancı bakış olur mu? Parayı ve gücü elinde tutan dünya Siyonist stratejisini görmeden, düşünmeden ve cahilce söylenmiş bu sözleri, kendi vicdanlarını temizleme tavrı olarak görüyorum. Ve Siyonist politikalara yardım eden algı yönetimidir.                    Osmanlı döneminde, Yahudilere toprak satışı padişah fermanı ile yasak idi. Ancak, Siyonistler baskı ve zorlamalarla İngiliz, Fransız gibi diğer tebaaya satış yaptırarak hülle yolunu kullandılar. İngilizlerin göz yumması ve yardım etmesi nedeniyle Filistinlilerin topraklarını terk etmesinin altyapı hazırlandı.                    13 Ekim 2023 tarihinde Haber Türk’de Mehmet Akif Ersoy, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Irit Lillan ile röportaj yaptı. Bu durum Filistin’i işgali değil mi? sorusuna Büyükelçi gayet rahat bir şekilde Filistin topraklarını satın aldıklarını söyledi. Burada sorulması gereken soru şudur. Bir kitlenin, başka bir devletin içinde toprak veya konut alarak, orada işgalci gibi kendi devletlerini kurma hakkı elde etmesi düşünülür mü? Kabul edilemez bir durumdur. Ama burada güçlünün hukuku çalışıyor. ABD’deki Siyonist lobinin gücüdür. ABD iç siyasetinin zayıf karnıdır. Paraya teslim olmuş siyasetçilerinin Siyonist lobinin politikalarına karşı çıkması beklenemez.                   07 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın yaptığı bir huruç harekatıdır. İsrail’in kendilerine olan güvenleri de yıkılmıştır. Kibirli tavırlarına ilk darbe olmuştur.                   Bu harekat, açlığa ve ölüme mahkum olan Gazzelilerin çaresizliğidir ve kurtuluş mücadelesidir. Bin kere öleceğine bir kere adam gibi öl düşüncesi ile yedi düvele karşı dimdik bir duruştur.                                     İnşallah başarılı olurlar.      
Sinan Poyraz'ın kaleminden

Biz bu Toprakları Satın Aldık

 

                  Yıllardır dar bir kıyı şeridi olan Gazze’ye sıkıştırılmış olan Filistin halkının hazin hikayesini dizi film seyreder gibi takip ediyoruz. Batı ülkelerinin iki yüzlülüğü ve çıkarcı bakışına karşı öfke duyuyoruz. 

                   Osmanlının, Ortadoğu’dan çekilmesinden sonra Arapların yüzü hiç gülmedi. Kabilecilikten millet olma duygusuna geçemeyen Araplar, Haşimi sülalesinin tebaası olmaktan kurtulamadılar. Uluslararası sermayenin oyuncağı oldular. Kendilerini devlet yerine koyan, milletini öncelemeden, petrol gelirleri içinde yüzen aile fertlerinin tek sorunu geleceklerini garanti altına almak oldu. Böylece ABD’nin figüranı oldular.

                   Filistin toprakları, İngilizlerin eline geçtikten sonra Siyonist stratejilerinin kurbanı oldu. Dünyanın her yerinden Yahudiler mülteci olarak getirildiler ve belli bir kitleye oluşunca da devletleşme aşamasına geçildi. 1947 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile iki devletli bir yapı oluşturularak İngilizler ülkeyi terk etti. Araplar ve Filistinliler bunu kabul etmediler, İsrail’e saldırdılar ve her defasında yenildiler. İşte bu noktada, yukarıda bahsettiğim millet olamamanın bedellerini ödediler. İsrail de yıllarca Batı Şeria ve ve Gazze topraklarını silah zoru ile tırtıklayarak işgal etti. Aynı film bugün Gazze’de devam ediyor. Kadın ve çocuklar dahil Filistinliler, Siyonistlerin tankları ve bombaları altında yok oluyorlar.

                   Sosyal medyada bazı aklı evveller bilgiççe şöyle diyorlar; Filistinliler topraklarını sattılar. Satmasaydılar başlarına bunlar gelmezdi. Böyle toptancı bakış olur mu? Parayı ve gücü elinde tutan dünya Siyonist stratejisini görmeden, düşünmeden ve cahilce söylenmiş bu sözleri, kendi vicdanlarını temizleme tavrı olarak görüyorum. Ve Siyonist politikalara yardım eden algı yönetimidir.

                   Osmanlı döneminde, Yahudilere toprak satışı padişah fermanı ile yasak idi. Ancak, Siyonistler baskı ve zorlamalarla İngiliz, Fransız gibi diğer tebaaya satış yaptırarak hülle yolunu kullandılar. İngilizlerin göz yumması ve yardım etmesi nedeniyle Filistinlilerin topraklarını terk etmesinin altyapı hazırlandı.

                   13 Ekim 2023 tarihinde Haber Türk’de Mehmet Akif Ersoy, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Irit Lillan ile röportaj yaptı. Bu durum Filistin’i işgali değil mi? sorusuna Büyükelçi gayet rahat bir şekilde Filistin topraklarını satın aldıklarını söyledi. Burada sorulması gereken soru şudur. Bir kitlenin, başka bir devletin içinde toprak veya konut alarak, orada işgalci gibi kendi devletlerini kurma hakkı elde etmesi düşünülür mü? Kabul edilemez bir durumdur. Ama burada güçlünün hukuku çalışıyor. ABD’deki Siyonist lobinin gücüdür. ABD iç siyasetinin zayıf karnıdır. Paraya teslim olmuş siyasetçilerinin Siyonist lobinin politikalarına karşı çıkması beklenemez.

                  07 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın yaptığı bir huruç harekatıdır. İsrail’in kendilerine olan güvenleri de yıkılmıştır. Kibirli tavırlarına ilk darbe olmuştur.

                  Bu harekat, açlığa ve ölüme mahkum olan Gazzelilerin çaresizliğidir ve kurtuluş mücadelesidir. Bin kere öleceğine bir kere adam gibi öl düşüncesi ile yedi düvele karşı dimdik bir duruştur.                  

                  İnşallah başarılı olurlar.  

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.