Başka Ülkücü yok mu? / Bu CHP'nin çektiği nedir? / Bir bana bir Martı'ya kaldı

Hep CHP’yi yazıyoruz. Biraz da MHP’yi yazalım. Çünkü, Belediye meclis listelerinde, Yerini hak etmeyenler var. Mesela, Cefada olmayan, Ama sefaya, Sürekli talip olan, MHP Merkez İlçe eski Başkanı Süleyman Erbay… Bir insan, Her yere başkan olmak ister mi? Her yere seçilmek ister mi? Caddede esnafa selam vermeyen bir ismi, Belediye meclis listesine yazmışlar. Yahu Süleyman Erbay’ın ne oyu vardır? Sanırım, Ömer Selim Alan’a suikast için, Oraya yazıldı kendisi. Ne diyelim? Akıllara zarar. Niyazi Kıransoy ile fotoğraf paylaşmış. Merkez İlçe Kongre döneminde, Birbirlerine neler demişlerdi! 2004’te Ak Parti’ye geçerken, Son anda dönüş yapmıştı. Ey gidi günler ey! Ömer Selim Alan’ın yanında gezdiği kadar, Merkez İlçe döneminde, Murat Kotra’nın yanında gezseydi. MHP’nin şimdi, Bir milletvekili olabilirdi. Ne diyelim? Esnaf kefalette bu. Kantinciler odasında bu . İl yönetiminde bu . İlçe başkanlığında bu . Belediye meclis üyeliğinde bu . Zonguldak’ta, Başka Ülkücü yok… *             *             *              *             *             *             *             *              * Adayların belli olmasından sonra, Belediye meclis üyelikleri için, Nefesler tutulmuştu. AK Parti listesine, Aman aman bir tepki yok. Ama CHP listesine var. Tipik CHP hastalığı yine tutmuş. Kallavi CHP’liler, Ayıp olmasın diye, Meclis listesine seçilmeyecek yerden koyulmuş. Taze CHP’liler ise, Yine yukarıda. Yarın istifalar olacağını biliyorum. İsimleri Pusula’da ki köşemde yazdım. Yahu basın falan yazmasa, DEVA Partililer, Listeye girecekti. Ey gidi Ey! Sonra basına tepki gösterirsiniz. Bazı CHP’liler, Çok nankör. Olsun. Ama CHP listesi, Tabanı çok da tatmin etmiş değil. Nedir bu CHP’nin çektiği yahu! *             *             *              *             *             *             *             *              * Bir mavi sevdasından yazıyorum bugünleri. Günler renge boyanmış takvim yaprağı gibi. Birden atıyorum kendimi limana. Bu hasret böyle dinmeli. Keyfim yerinde yazıyorum iki gündür. Loş ılıkların şarap gülleri. Akşam karanlığı gibi, Tenin ve ellerin. Gibiden belki gibi gibi. Fevkani canlanıyor gözümde . Yağmurdan ıslak bir kış günü. Ah diyorum ne martılar konardı şakaklarına. Martılar hepsi bir gelin gibi. Fevkani Köprüsü aşıktı kente. Öyle olmasa boynuna sarılamazdı. Her aşık biraz öldürür sevdiği. Bu sevda da yıkıklara kaldı. Bir balık geçti köprünün altından. O da gelinlikli martıya daldı. Gözü buğulandı demişler. Ama balıklar ağlayamazdı. Balıklar kanat takar mı? Saçmalık bazen hayal olurdu. Martı ile balık sevişir mi? Eeee deniz ne güne durdu? Yosunlardan bir saçı vardı. Deniz kokardı. Şimdi ortasındayız gerçeğin. Şimdi koca okyanus, Bir bana bir martıya kaldı…