Afetin eleştirisi mi olur? / Biz Zonguldak'ta üzüm idik, ezile ezile şarap olduk / Yanan Kurbağa sendromu

Köşe Yazısı 20.11.2023 - 21:11, Güncelleme: 21.11.2023 - 06:51 6079+ kez okundu.
 

Afetin eleştirisi mi olur? / Biz Zonguldak'ta üzüm idik, ezile ezile şarap olduk / Yanan Kurbağa sendromu

Afetin eleştirisi mi olur? / Biz Zonguldak'ta üzüm idik, ezile ezile şarap olduk / Yanan Kurbağa sendromu

Zonguldak’ta, Bir doğal afet yaşandı. Ancak, Büyük bir afetin de, Kıyısından döndük. Havada, Karada, Denizde, Ekstrem olaylar yaşandı. Allah’tan, Bana kalırsa, Hafif atlatıldı. Zonguldak merkezi, İkiye bölen, İsminin ne olduğu belli olmayan dereler, Biraz sıkıntı yarattı. Ancak, Bu derece yağan yağmura rağmen, Kent merkezinde, Eksi kotta kalan birkaç yer dışında, Su baskını yaşanmadı. Eski dönemde olsa, Bambaşka manzaralar yaşanabilirdi. Öte yandan, Zonguldak sahilinde yaşanan tahribatın, Afetten değil, Yanlış malzemeden olduğu söyleyen, Tuhaf bir muhalefet var. Geneli de CHP’li. Peki o halde, Ereğli sahilde yaşanan yıkım nedir? CHP’li Belediye Başkanı Halil Posbıyık da, Bu afete tutuldu. Afetin eleştirisi olmaz. Yaralar sarılır. Sonrasına bakılır. *             *             *              *             *             *             *             *              * Aslında Zonguldak ile ilgili, Yaşam tarzı, Ticaret hali, Ve bu şehirde yaşama refleksine ilişkin, Bir dünya şey yazılabilir. Yazdım da zaten. Ancak, Bu şehirde bu kadar zulme uğrayıp, Buraya aşık olmanın, Ve bunca şeye rağmen, Kendini yiyip bitirmenin, Bir sendromu olmalı. Bunun adı ‘Haşlanan kurbağa’ sendromudur. Nedir bu? Bir kurbağayı kaynar bir suya atarsanız, Hemen ölür. Ancak, Bir kurbağayı, Soğuk bir suya atıp, Bu suyu ağır ağır kaynatırsanız, Kurbağa bir süre sonra ölür. Bir başka açıklama ile, İçinde hapsolduğumuzu sandığınız bir durumda, Hissettiğiniz duygusal yorgunluğu ifade eder. Bu yorgunluk yüzünden, Yanana kadar, Duruma katlanmaya devam ettiğiniz zamanlar olur. İşte Zonguldak budur. Ve Stockholm Sendromuna da bir atıftır. İkisinin karışımı gibi. Doğumumuzdan ölümümüze kadar, Zonguldak kazanının içindeyiz. Ağır ağır ısınan bir kazan. Ağır ağır ölmeye çalışıyoruz. Bu sefer, Stockholm Sendromu devreye giriyor. Ve katilimize aşık olmaya başlıyoruz. Bizi Zonguldak’a bağlayan bir hastalık bu. Fener’de ilk sevgili öptüysen, Limanda ilk defa el ele dolaştıysan, Liman arkasında köfte yediysen, Balkayası’nı adımladıysan, Sevgilinden ayrıldığında, Haytalar arayınca, Gençliğinde ucuz şarap ile efkarlandıysan, Zonguldak kanından çıkmaz. Biz Zonguldak’ta üzüm idik, Ezile ezile şarap olduk. Zonguldak, Kandan çıkmayan bir virüstür.    
Afetin eleştirisi mi olur? / Biz Zonguldak'ta üzüm idik, ezile ezile şarap olduk / Yanan Kurbağa sendromu

Zonguldak’ta,

Bir doğal afet yaşandı.

Ancak,

Büyük bir afetin de,

Kıyısından döndük.

Havada,

Karada,

Denizde,

Ekstrem olaylar yaşandı.

Allah’tan,

Bana kalırsa,

Hafif atlatıldı.

Zonguldak merkezi,

İkiye bölen,

İsminin ne olduğu belli olmayan dereler,

Biraz sıkıntı yarattı.

Ancak,

Bu derece yağan yağmura rağmen,

Kent merkezinde,

Eksi kotta kalan birkaç yer dışında,

Su baskını yaşanmadı.

Eski dönemde olsa,

Bambaşka manzaralar yaşanabilirdi.

Öte yandan,

Zonguldak sahilinde yaşanan tahribatın,

Afetten değil,

Yanlış malzemeden olduğu söyleyen,

Tuhaf bir muhalefet var.

Geneli de CHP’li.

Peki o halde,

Ereğli sahilde yaşanan yıkım nedir?

CHP’li Belediye Başkanı Halil Posbıyık da,

Bu afete tutuldu.

Afetin eleştirisi olmaz.

Yaralar sarılır.

Sonrasına bakılır.

*             *             *              *             *             *             *             *              *

Aslında Zonguldak ile ilgili,

Yaşam tarzı,

Ticaret hali,

Ve bu şehirde yaşama refleksine ilişkin,

Bir dünya şey yazılabilir.

Yazdım da zaten.

Ancak,

Bu şehirde bu kadar zulme uğrayıp,

Buraya aşık olmanın,

Ve bunca şeye rağmen,

Kendini yiyip bitirmenin,

Bir sendromu olmalı.

Bunun adı ‘Haşlanan kurbağa’ sendromudur.

Nedir bu?

Bir kurbağayı kaynar bir suya atarsanız,

Hemen ölür.

Ancak,

Bir kurbağayı,

Soğuk bir suya atıp,

Bu suyu ağır ağır kaynatırsanız,

Kurbağa bir süre sonra ölür.

Bir başka açıklama ile,

İçinde hapsolduğumuzu sandığınız bir durumda,

Hissettiğiniz duygusal yorgunluğu ifade eder.

Bu yorgunluk yüzünden,

Yanana kadar,

Duruma katlanmaya devam ettiğiniz zamanlar olur.

İşte Zonguldak budur.

Ve Stockholm Sendromuna da bir atıftır.

İkisinin karışımı gibi.

Doğumumuzdan ölümümüze kadar,

Zonguldak kazanının içindeyiz.

Ağır ağır ısınan bir kazan.

Ağır ağır ölmeye çalışıyoruz.

Bu sefer,

Stockholm Sendromu devreye giriyor.

Ve katilimize aşık olmaya başlıyoruz.

Bizi Zonguldak’a bağlayan bir hastalık bu.

Fener’de ilk sevgili öptüysen,

Limanda ilk defa el ele dolaştıysan,

Liman arkasında köfte yediysen,

Balkayası’nı adımladıysan,

Sevgilinden ayrıldığında,

Haytalar arayınca,

Gençliğinde ucuz şarap ile efkarlandıysan,

Zonguldak kanından çıkmaz.

Biz Zonguldak’ta üzüm idik,

Ezile ezile şarap olduk.

Zonguldak,

Kandan çıkmayan bir virüstür.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.