İşte, Zaman geçiyor ama, Gerçeklerin üstü, Bir türlü örtülemiyor. Ben seçim dönemi, Bir ilçedeki iş adamının, Siyaseti dizayn etmeye çalıştığını, Üstüne basa basa yazmıştım. Kendisi çıkıp, Bu iddiaları red etmişti. Elimize ulaşan belgeleri görmeniz lazım. Her belge, Ne yazık ki yazılamadığı için, O sebepten yayınlamadım. Ama görmek isteyen olursa, Çaya beklerim. Bir siyasi partinin ilçe belediye başkan adayı, Seçim boyunca, Hem iş adamı, Hem kendi partisinden il adayı, Tarafından ‘siyasi tacize’ maruz kalıyor. Bu iş adamına sorsanız, Herke İYİ Partili. Adeta hain damgası vuruyor. Sözde siyasete bulaşmıyor ama. Bizim pazarlıkçı aday ise, Kendi derdini unutup, İlçe adayını, Bunların peşine takmak için uğraşıyor. Paralar teklif ediliyor. Bakıyor ki karşısındaki omurgalı, Bu sefer, Şerefi, namusu üzerine yemin ederek, Para teklif etmediğini söylüyor. Hepsi Laf-ü Güzaf anlayacağınız. Çukur dizisinde, Böyle alengir yoktu. Tefe koyulan ilçemiz, Allah’tan bunların eline düşmüyor. Nehri mis gibi akmaya devam ediyor. Balık tutan balık tutuyor. Gurbetçiler toprağını özlüyor. *             *             *             *             *             *             * ZONGULDAK KİM Kİ? Her yıl, 1 Temmuz Kapotaj Bayramı kutluyoruz. Neden? Denizlerde kapitülasyonların son bulması sebebiyle. Yani, Denizlerdeki bağımsızlığımızı ele aldık. Çok şükür aldık. Ama Zonguldak’ta kutlanınca, İnsanın için burkuluyor. Zonguldak’ta, Düşman değil ama, İçimizdeki İrlandalıların eziyeti devam ediyor. Biliyorsunuz, Zonguldak, Fransız işgali altındaydı. İşgal ama, Öyle çok eziyetini duymadık. Ama mesela, Fransız işgalciler liman yaptı. Maden ocaklarının alt yapısını hazırladı. Sermeye koydu. Teknik alt yapı öyle veya böyle hazırlandı. İşçiliği bizlere yaptırdılar. İster işgal deyin, İster yatırım deyin. Öyle veya böyle, Bu şehrin alt yapısını, Şehirleşme temelini, Fransız ortaya koydu. Onlar olmasa, Belki biz hala liman konuşuyor olurduk. Peki bizim içimizdeki, Vatansever İrlandalılar ne yaptı? Olayı şuraya bağlamak istiyorum aslında. Denizde kutlama yapıyoruz ama, İstanbul’dan, Deniz yolu ile, Yunan adalarına, İtalya’ya, Kıbrıs’a, Dünyanın dört bir yanına gidebiliyoruz, Ancak, İstanbul’dan, Zonguldak’a gelemiyorsunuz. Biri de çıkıp yadırgamıyor. “Arkadaş bu denizi biz niye ulaşımda kullanmıyoruz” diye. Yahu sadece Amasra’ya kadar, Sadece ve sadece yaz aylarında bile gidebilsek, Neler olmaz. Ama olmaz değil mi? Biz Fransız işgalinde kurtulduğumuza sevinelim. Denizlerimizin bağımsızlığına sevinelim. Biz aslında, Zonguldak’ın prangalarını öpüp başımızın üstüne koyalım. Zonguldak kim ki? *             *             *             *             *             *             *             *