KANDEMİR MERKEZE NEDEN GELMEDİ Ak Parti’de, İkinci büyük kongre, Gerçekleştirildi. Ereğli İlçe Başkanlığı, Fatih Çakır'dan Saffet Bozkurt’a geçti. Tabi, Bir ayrıntı, Gözümden kaçmadı. Mesela, Zonguldak Merkez İlçe Kongresine, Sönük bir isim olan, Taner Yıldız gelmişti. Ancak, Ereğli’ye ise, Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir geldi. Kulisler, Üç milletvekilinin, Ereğli’de mutabakat sağladığını söylüyor. Ancak, Zonguldak merkez ilçede, Böyle bir durum söz konusu değildi. Direkt gökten inme, Ve dayatma söz konusu olmuştu. Haliyle, Erkan Kandemir’in merkez ilçe kongresine gelmemesi, Aslında bir mesajmış. Belki de, Taraf görünmemek adına, Merkez ilçeye gelmedi. Ancak, Ereğli’de, Senkronize bir oluşum gerçekleşince, Bu kongreye iştirak etti. Anlayana, Mesaj dolu bir ziyaret. Anlamayana sivri sinek meselesi… *          *          *          *          *          *          AYAN İKİSİNE ADAY OLUR Milliyetçi Hareket Partisi’nde, Merkez ilçe ve Ereğli kongreleri, Sükunet içinde gerçekleştirildi. Kotra’nın ‘Kontraları’ bundan etkili oldu. Muhalefet kanadı, Sosyal medya üzerinden, Ve, Haber yorumları ile, ‘Sanal’ muhalefet olduğunu yine gözler önüne serdi. Ayakları yere basan bir siyaset yapmadılar. ‘Ülkü devi’ edası, ‘Çok bilmişlik’, ‘Kızılelma masalcılığı’, Muhalefetin tüm cephelerde kaybetmesine sebep oldu. İş öyle bir tatsız hal almaya başladı ki, Muhalefet, Çıngar çıkarmaya çalışıyor. Haliyle hizipçilik ortaya çıkıyor. Velevki kendilerini uyarmıştık. Ne diyelim? Çiçeği burnunda merkez ilçe başkanı Süleyman Erbay, 2023 için hedef çizdi. Ben siyasette hedef çizenleri önemserim. Tutturur, Tuttrumaz. O başka mesele. Ancak bir ‘menzil’ önemlidir. Mesela, Mustafa Çağlayan bu nokta, ‘Zonguldak’ın rabiası’ demişti. Merkez ve üç beldede seçim almıştı. MHP’li Erbay, “İki belediye başkanlığı ve iki milletvekili” dedi. Belediye başkanlığı için, Merkez, Karaman, Beycuma ve Elvan Pazarcık içinden iki tanesi. İki vekil söylemini keşke Varol Demirköse’ye bıraksaydı. Neyse, MHP’de vaziyet böyle. Süleyman Erbay’a bir matematik çizelim. Hamdi Ayan, Bir Milletvekilliğine, İki de belediye başkanlığına aday olur. 2. vekil ve 2. Belediye Başkan adayı kim olacak? Gerçi Sayın Ayan, Çıkıp çıkıp kaybediyor. Siz yine dikkat edin. Yeni görevinizde başarılar diliyorum. Varol Demirköse’yi de şimdiden kutlayalım. Umarım önceki hatalara düşmez, Kurulan otağı ve bey toyunu dağıtmazsınız. *          *          *          *          *          *          GÜNEY VE FURAT Gün içinde, Ergenekon davasının, Mahkeme kayıtlarını tekrar izledim. Dönem dönem, Açar izlerim. Ders niteliğinde kayıtlar. Gün içinde, Mehmet Haberal’ın yargılandığı görüntüleri izledim. Hoca, Gerekenleri o zaman konuşmuş. Gözüm, Mahkemeyi izleyen gruba takıldı. Mahkeme başkanına sataşıyorlardı. Haberal’ı görmek istediklerini dile getiriyorlardı. Kim dersiniz? Halil Furat ve Hakkı Güney… İkisini seçebildim görüntülerde. Sonra düşündüm, “İdealizm’ başka bir şey. O davaya katılan kaç CHP’li vardır? Bizimkiler, Kesin alt veya üst cemiyette, ‘Haberal’ merkezli söylemler geliştiriyorlardır. Veya, İl Başkanlığında, Oturup, Yumurtaların kırılmasını bekleyen birileri vardır. Çıkan civcivler, Şimdi CHP siyasetçisi işte. *          *          *          *          *          *          FEODAL KÖYLÜ GAZETECİLER Ben, Gazetecilerin olduğu basın toplantılara, Çok önemli değilse, Katılmıyorum. Neden mi? Zonguldak’ta basın toplantısı kültürü yok. Gazeteciler ya birbirlerine laf sokma derdinde, Ya da toplantının sahibi kimse, Onunla birebir sohbet etme peşinde. ‘Bakın ben başkanla/Valiyle/müdürle yakın ilişkilerdeyim’ imajı vermek için. Ben çok gülüyorum bunlara. Okunmayı geçin, Haber bile yapmaktan acizler. Adama soru soruyorlar, Kayıt almıyorlar. Kendi gündemlerini kovalamıyorlar. Bir haber yazdıkların da ise, Sanki haşa ‘Allah kelamı’ ettiklerini sanıyorlar. Elde kalem olunca, Entelektüel olduklarını düşünüyorlar. Kibir, Dedikodu, Entrika… Kalem büyük güçtür. Ancak, Hakkını verirsen. Demin kibir abidelerine çok gülüyorum dedim ya. Heh işte, Ben hakkını veremedikleri kalemi ‘güç’ sanan, Gazetelerdeki ünvanların altında ‘güçlü’ olduklarını düşünen, Feodal köylülere gülüyorum. Ünvanlar altında, Sağdıkları sütü görüyorum…  Muhatap da olmuyorum.