Zonguldak'ı 3K ile yönetmek lazım / Kızılay'da Tanrı'nın eli

Köşe Yazısı 21.03.2022 - 20:26, Güncelleme: 22.03.2022 - 06:19 6256+ kez okundu.
 

Zonguldak'ı 3K ile yönetmek lazım / Kızılay'da Tanrı'nın eli

Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

ZONGULDAK’I 3K İLE YÖNETMEK LAZIM Zonguldak, Hakikaten çok ilginç bir şehir. Gündemi ile kazanımları arasında, Dünyalar kadar fark var. Mesela, Ben bu şehirde belediye başkanı olsam, Hizmet falan getirmem. Eğer sürekli seçilme kaygısında olsaydım, Vatandaşları suni gündemler ile, Afyon etkisine sokardım. Mesela neden bahsediyorum? Bırakın, Sahili Projesini, Asfalt dökümünü, Lavuar alanını, Asfalt delikleri kapatamadığım halde, Bir kavgaya girerdim. Veya kavga çıkarırdım. Vatandaş, Bunu istiyor. Vatandaş bunu konuşuyor. En büyük gündemi, Ya cinsel magazin, Ya da siyasi magazin. Ne harika değil mi? Açıkçası, Kolay yönetmek, Tekrar seçilmek, Formülize edilseydi. Kavga, Karmaşa, Kaos derdim. 3K ile sembolize ederdim. Kızılay meselesini, Sokakta ki çocuk bile konuşuyor. Şaka yapmıyorum. Afyon etkisi yapmış adeta. İlginç. *             *             *             *             *             *             * KIZILAY’DA TANRI’NIN ELİ Gün içinde, MFA Maske Fabrikası’nda, Murat Uzun ve Fatih Furtun’un misafiri olduk. Tabi gündem, Tamamen Kızılay’a ayrılmış durumdaydı. Genel manada, Murat Uzun, Elibol hükümetinin yaşadıklarını, Genel Merkez sebebiyle olduğunu dile getirdi. Yakar topu, Genel merkezin kucağına bıraktı. Bu da aslında, Çaresizliğin bir başka dışa vurumu. Çünkü, Cumartesi yapılacak kongrede ipler, Tamamen karşı listenin elinde. Oyunu kuralına göre oynayamadıkları için, Avrupa’nın deyimiyle, “Tanrı’nın eli” uzansın istiyorlar. Hatırlarsınız! Maradona’nın dünya kupasında elle attığı gole, Tanrı’nın eli derler. Neyse efendim! Basın toplantısının sonuna doğru, Murat Uzun’un gerildiği fark ettim. Toplantı öncesi prezantabl görüntüsünün yerini, Gergin ve asık suratlı bir adam aldı. Ama bana sorarsanız, Asıl olay satır aralarında gizli. Çok manidar mesajlar gördüm. Uzun, Özellikle, Ömer Selim Alan görüştüklerini, Ve bir problem olmadığı mesajını verdi. Fakat çok acayip bir söz söyledi, “Uzun ile Alan kavgası sıradan bir kavga olmaz. Kavga olmaz ama Zonguldak çok etkilenir.” dedi. Artık bir temenni mi? Niyet okuma mı? Göz dağı mı? Çek çekebildiğin kadar. Satır aralarında bir söz daha dikkatimi çekti, “Ömer Selim Alan’ın adını değiştirdim. Adı Deli tay oldu. Dizginlenemiyor” dedi. Bu sözleri arasında, Polemiklere çok karışması, Ve hizmet yarışı vurgusu da oldu. Yine ayrıca şöyle konuştu Sayın Uzun, “Belediye başkanı ile küs olduğumun düşünülmesi saçma. Karşı karşıya nasıl geleceğiz. Başkanla farklı düşünürüz. Ömer Selim Alan, kan merkezi müdürü değil. Aday olmadan önce benden destek istediği Ömer Selim Alan değil. O artık Zonguldak Belediye Başkanı.” İfadelerine yer verdi. Yani, Ağabey-kardeşlik ilişkisi yara aldı. Veya evrim geçirdi. Totalde baktığımızda. Osmanlı tarihinden örnek vereyim. Şehzadeler, Çocukluk dönemlerinde, Sultan ile baba oğul ilişkisi yaşardı. Şehzadeler sancağı çıkacağı zaman ise, Sultan ve Şehzade ilişkisi başlardı. Yani masumiyet son bulurdu. Hata yapan, Ya tahttan, Ya da kelleden olurdu. İzleyip görelim. *             *             *             *             *             *             *             *    
Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

ZONGULDAK’I 3K İLE YÖNETMEK LAZIM

Zonguldak,

Hakikaten çok ilginç bir şehir.

Gündemi ile kazanımları arasında,

Dünyalar kadar fark var.

Mesela,

Ben bu şehirde belediye başkanı olsam,

Hizmet falan getirmem.

Eğer sürekli seçilme kaygısında olsaydım,

Vatandaşları suni gündemler ile,

Afyon etkisine sokardım.

Mesela neden bahsediyorum?

Bırakın,

Sahili Projesini,

Asfalt dökümünü,

Lavuar alanını,

Asfalt delikleri kapatamadığım halde,

Bir kavgaya girerdim.

Veya kavga çıkarırdım.

Vatandaş,

Bunu istiyor.

Vatandaş bunu konuşuyor.

En büyük gündemi,

Ya cinsel magazin,

Ya da siyasi magazin.

Ne harika değil mi?

Açıkçası,

Kolay yönetmek,

Tekrar seçilmek,

Formülize edilseydi.

Kavga,

Karmaşa,

Kaos derdim.

3K ile sembolize ederdim.

Kızılay meselesini,

Sokakta ki çocuk bile konuşuyor.

Şaka yapmıyorum.

Afyon etkisi yapmış adeta.

İlginç.

*             *             *             *             *             *             *

KIZILAY’DA TANRI’NIN ELİ

Gün içinde,

MFA Maske Fabrikası’nda,

Murat Uzun ve Fatih Furtun’un misafiri olduk.

Tabi gündem,

Tamamen Kızılay’a ayrılmış durumdaydı.

Genel manada,

Murat Uzun,

Elibol hükümetinin yaşadıklarını,

Genel Merkez sebebiyle olduğunu dile getirdi.

Yakar topu,

Genel merkezin kucağına bıraktı.

Bu da aslında,

Çaresizliğin bir başka dışa vurumu.

Çünkü,

Cumartesi yapılacak kongrede ipler,

Tamamen karşı listenin elinde.

Oyunu kuralına göre oynayamadıkları için,

Avrupa’nın deyimiyle, “Tanrı’nın eli” uzansın istiyorlar.

Hatırlarsınız!

Maradona’nın dünya kupasında elle attığı gole,

Tanrı’nın eli derler.

Neyse efendim!

Basın toplantısının sonuna doğru,

Murat Uzun’un gerildiği fark ettim.

Toplantı öncesi prezantabl görüntüsünün yerini,

Gergin ve asık suratlı bir adam aldı.

Ama bana sorarsanız,

Asıl olay satır aralarında gizli.

Çok manidar mesajlar gördüm.

Uzun,

Özellikle,

Ömer Selim Alan görüştüklerini,

Ve bir problem olmadığı mesajını verdi.

Fakat çok acayip bir söz söyledi, “Uzun ile Alan kavgası sıradan bir kavga olmaz. Kavga olmaz ama Zonguldak çok etkilenir.” dedi.

Artık bir temenni mi?

Niyet okuma mı?

Göz dağı mı?

Çek çekebildiğin kadar.

Satır aralarında bir söz daha dikkatimi çekti, “Ömer Selim Alan’ın adını değiştirdim. Adı Deli tay oldu. Dizginlenemiyor” dedi.

Bu sözleri arasında,

Polemiklere çok karışması,

Ve hizmet yarışı vurgusu da oldu.

Yine ayrıca şöyle konuştu Sayın Uzun, “Belediye başkanı ile küs olduğumun düşünülmesi saçma. Karşı karşıya nasıl geleceğiz. Başkanla farklı düşünürüz. Ömer Selim Alan, kan merkezi müdürü değil. Aday olmadan önce benden destek istediği Ömer Selim Alan değil. O artık Zonguldak Belediye Başkanı.” İfadelerine yer verdi.

Yani,

Ağabey-kardeşlik ilişkisi yara aldı.

Veya evrim geçirdi.

Totalde baktığımızda.

Osmanlı tarihinden örnek vereyim.

Şehzadeler,

Çocukluk dönemlerinde,

Sultan ile baba oğul ilişkisi yaşardı.

Şehzadeler sancağı çıkacağı zaman ise,

Sultan ve Şehzade ilişkisi başlardı.

Yani masumiyet son bulurdu.

Hata yapan,

Ya tahttan,

Ya da kelleden olurdu.

İzleyip görelim.

*             *             *             *             *             *             *             *

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.