Sessiz İstila / Sembolizm değil vücut buldu / AK Parti'nin bayramlaşması

Köşe Yazısı 04.05.2022 - 20:41, Güncelleme: 05.05.2022 - 06:52 7915+ kez okundu.
 

Sessiz İstila / Sembolizm değil vücut buldu / AK Parti'nin bayramlaşması

Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

SESSİZ İSTİLA Öncelikle, Ulusal gündem ile giriş yapalım. Biliyorsunuz, Son dönemde, Göçmen gündemi sık sık dile getiriliyor. Özellikle, Sınırlarımızda oluşan görüntüler, Cidden can sıkıcı. Tabi gün içinde, ‘Sessiz İstila’ isimli belgesel yayınlanınca, Göçmen meselesi iyice tartışıldı. Ümit Özdağ, Sinan Oğan gibi isimler, Göçmen politikalarını sert şekilde eleştirdi. Ben, En başından bu yana, Özellikle Ortadoğu ülkelerinden, Göçmen kabul edilmemesi taraftarıydım. Bu politika doğru yönetilemedi. Ben, Milli kimliğin, Erozyona uğrayacağı endişesindeydim. Nedendir bilinmez, Suriyeli ve diğer milletten insanlar ile, Yeni bir Milli kimlik yapılmak istendi. Ben öyle yorumluyorum açıkçası. İşin ticari boyutu da var tabi. Ucuz iş gücü olarak, Göçmenler kullanıldı. Neyse efendim, Bizim Türk Milliyetçileri, Bu konuda haklı bir tepki verdi. Hepsine katılıyorum. Öyle ki, Bir Suriyeli’ye, Vatandaşlık verseniz, Aklı olan kabul etmez. Neden mi? Sığınmacı hakları, Vatandaşlık haklarından daha fazla. Mesela sigortan yoksa, Hastanede para ödüyorsun. Onlar ücretsiz hastanelere girebiliyordu. Şuan nasıl oluyor bilmiyorum. Öte yandan, İstanbul’da olanlar malum. Şehirler, Neredeyse Ortadoğu şehirlerine döndü. Tabi tek sorun, Göç almamı değil. Göç verme meselemizde var. Gençlerin ülkelerini terk etmeleri, Hepimizin vicdanını kanatıyor. Neyse efendim! Ne olur, Ne gider hiç hesap yapmadan söylüyorum. Ben ülkemde Suriyeli görmek istemiyorum. İsteyen faşist desin, İsteyen başka bir şey. Kendilerine bir düşmanlığım da yok. Herkes kendi ülkesini kalkındırmaya gitsin. Bir şiir ile, Yazımın ilk konusuna son verelim. * farkına yeni vardım, farkına yeni vardım, ben suçluymuşum meğer; otağımda cellatlar; karşı maktül de gezer.... * suçluyum, suçluyum, hainleri gözlerinden tanırım ben bir intizar dinledim bu toprağın kalbinden *             *             *             *             *             *             *             *             * SEMBOLİZM DEĞİL VÜCUT BULDU Üzerinden üç gün geçti ama, Bence uzun süre tartışılması gereken, Bir İşçi Bayramı yaşadık. Tarihin en sönük, En heyecansız işçi bayramı oldu. Tabi, 1 Mayıs ruhu da boşaltılmış oldu. İşçi memleketinde, Böyle mi bayram kutlanır? Hani, Solun farklı fraksiyonlara bölündüğü, Sembolizmle anlatılır ya, Üstüne bir de, Parçalanmış, Ve, Bölünmüş solun, Reel olarak, Nasıl vücut bulduğunu gördük. Devrimci olduğunu söyleyeneler, 1 Mayıs’ta meydanın ortasında, Birbirlerine girdiler. Bir diğerine Faşist der. Öteki ben Faşist değilim der. Vallahi izlerken çok güldüm. Parçalanmış sol neymiş, Böylelikle görmüş olduk. Öte yandan, Organizasyonun berbatlığı da, GMİS Başkanı Hakan Yeşil’e eksi yazar. Onun uhdesinde, Şaşalı bir bayram kutlaması, Ülke genelinde de, Kentimize artı yazardı. Neyse, Bir daha ki sene, GMİS, Fotoğraf sergisi ile falan, 1 Mayıs’ı kutlar sanırım. Ya da Genel Başkanlık koltuğuna, 1 Mayıs Çocuğu oturtup, Farkındalık yaratırlar. *             **          *             *             *             *             *             * AK PARTİ’NİN BAYRAMLAŞMASI AK Parti, Ramazan ayının, En hareketli partilerinden oldu. Hatta başı çekti. Zonguldak Belediyesi ile yapılanlar yanı sıra, Ömer Selim Alan’ın şahsi programları, Parti iftarları derken, Sosyal açıdan en hareketli parti, AK Parti oldu. Ak Parti iftarına, Paralel, daire gibi ifadeler kullananlar dahi katıldı. Partide ‘Başı’ çekenler de. Herkes bir araya geldi. >Partiye zarar veren de geldi. Parti artı katan da. Final ise, Parti binasındaki bayramlaşmada oldu. Fotoğrafları inceledim. İlgimi çeken kareler oldu. Ben bitirme tezimi, Beden dili üzerine verdim. Haliyle çok dikkatimi çekiyor. Mesela, Mükerrem Ayçiçek ile Ömer Selim Alan’ın kareleri, Beden dili bilimi bakımından, Çok önemli. Mesela, Adeta heykel gibi duran, Asık suratlı Mükerrem Ayçiçek, Gülümsüyormuş meğer. Hani bayramda çocuklar şen olur ya, Aynı öyle olmuş. Bayram çocukları gibi şen. Beden dili çok dikkat çekici. İki kare fotoğrafta, Önce muzur bir çocuk görüntüsü veriyor. Tokalaşırken, Müteşşekkir bir duruş alıyor. Minnet duyar gibi. Hafifi öne eğilerek tokalaşması, Utangaç bir gülümseme, Beden diline yansıyor. Genelde devlet büyüklerine, Veya, Hayran duyulan kişilere karşı takınılan bir tavırdır. İkinci karede, Yani toplu verilen karede ise, Ellerini önünde bağlıyor. Bunun bir çok anlamı var. İletişime kapalı olarak yorumlansa da, Bir teslimiyeti de içeriyor. Namaz sırasında, Ellerin önden bağlanması olarak düşünebilirsiniz. Yani, Ayçiçek’in ellerini önden bağlaması, Teslimiyet ruhu içerebilir. Tabi video görmedim ama, O şekilde ellerini ovuşturuyorsa, Plan yapıyor anlamı9 da çıkabilir. Neyse efendi! Bir dünya yorum yapılabilir. İki kare çok dikkatimi çekti açıkçası.    
Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

SESSİZ İSTİLA

Öncelikle,

Ulusal gündem ile giriş yapalım.

Biliyorsunuz,

Son dönemde,

Göçmen gündemi sık sık dile getiriliyor.

Özellikle,

Sınırlarımızda oluşan görüntüler,

Cidden can sıkıcı.

Tabi gün içinde,

‘Sessiz İstila’ isimli belgesel yayınlanınca,

Göçmen meselesi iyice tartışıldı.

Ümit Özdağ,

Sinan Oğan gibi isimler,

Göçmen politikalarını sert şekilde eleştirdi.

Ben,

En başından bu yana,

Özellikle Ortadoğu ülkelerinden,

Göçmen kabul edilmemesi taraftarıydım.

Bu politika doğru yönetilemedi.

Ben,

Milli kimliğin,

Erozyona uğrayacağı endişesindeydim.

Nedendir bilinmez,

Suriyeli ve diğer milletten insanlar ile,

Yeni bir Milli kimlik yapılmak istendi.

Ben öyle yorumluyorum açıkçası.

İşin ticari boyutu da var tabi.

Ucuz iş gücü olarak,

Göçmenler kullanıldı.

Neyse efendim,

Bizim Türk Milliyetçileri,

Bu konuda haklı bir tepki verdi.

Hepsine katılıyorum.

Öyle ki,

Bir Suriyeli’ye,

Vatandaşlık verseniz,

Aklı olan kabul etmez.

Neden mi?

Sığınmacı hakları,

Vatandaşlık haklarından daha fazla.

Mesela sigortan yoksa,

Hastanede para ödüyorsun.

Onlar ücretsiz hastanelere girebiliyordu.

Şuan nasıl oluyor bilmiyorum.

Öte yandan,

İstanbul’da olanlar malum.

Şehirler,

Neredeyse Ortadoğu şehirlerine döndü.

Tabi tek sorun,

Göç almamı değil.

Göç verme meselemizde var.

Gençlerin ülkelerini terk etmeleri,

Hepimizin vicdanını kanatıyor.

Neyse efendim!

Ne olur,

Ne gider hiç hesap yapmadan söylüyorum.

Ben ülkemde Suriyeli görmek istemiyorum.

İsteyen faşist desin,

İsteyen başka bir şey.

Kendilerine bir düşmanlığım da yok.

Herkes kendi ülkesini kalkındırmaya gitsin.

Bir şiir ile,

Yazımın ilk konusuna son verelim.

*

farkına yeni vardım,

farkına yeni vardım, ben suçluymuşum meğer;

otağımda cellatlar; karşı maktül de gezer....

*

suçluyum,

suçluyum, hainleri gözlerinden tanırım ben

bir intizar dinledim bu toprağın kalbinden

*             *             *             *             *             *             *             *             *

SEMBOLİZM DEĞİL VÜCUT BULDU

Üzerinden üç gün geçti ama,

Bence uzun süre tartışılması gereken,

Bir İşçi Bayramı yaşadık.

Tarihin en sönük,

En heyecansız işçi bayramı oldu.

Tabi,

1 Mayıs ruhu da boşaltılmış oldu.

İşçi memleketinde,

Böyle mi bayram kutlanır?

Hani,

Solun farklı fraksiyonlara bölündüğü,

Sembolizmle anlatılır ya,

Üstüne bir de,

Parçalanmış,

Ve,

Bölünmüş solun,

Reel olarak,

Nasıl vücut bulduğunu gördük.

Devrimci olduğunu söyleyeneler,

1 Mayıs’ta meydanın ortasında,

Birbirlerine girdiler.

Bir diğerine Faşist der.

Öteki ben Faşist değilim der.

Vallahi izlerken çok güldüm.

Parçalanmış sol neymiş,

Böylelikle görmüş olduk.

Öte yandan,

Organizasyonun berbatlığı da,

GMİS Başkanı Hakan Yeşil’e eksi yazar.

Onun uhdesinde,

Şaşalı bir bayram kutlaması,

Ülke genelinde de,

Kentimize artı yazardı.

Neyse,

Bir daha ki sene,

GMİS,

Fotoğraf sergisi ile falan,

1 Mayıs’ı kutlar sanırım.

Ya da Genel Başkanlık koltuğuna,

1 Mayıs Çocuğu oturtup,

Farkındalık yaratırlar.

*             **          *             *             *             *             *             *

AK PARTİ’NİN BAYRAMLAŞMASI

AK Parti,

Ramazan ayının,

En hareketli partilerinden oldu.

Hatta başı çekti.

Zonguldak Belediyesi ile yapılanlar yanı sıra,

Ömer Selim Alan’ın şahsi programları,

Parti iftarları derken,

Sosyal açıdan en hareketli parti,

AK Parti oldu.

Ak Parti iftarına,

Paralel, daire gibi ifadeler kullananlar dahi katıldı.

Partide ‘Başı’ çekenler de.

Herkes bir araya geldi.

>Partiye zarar veren de geldi.

Parti artı katan da.

Final ise,

Parti binasındaki bayramlaşmada oldu.

Fotoğrafları inceledim.

İlgimi çeken kareler oldu.

Ben bitirme tezimi,

Beden dili üzerine verdim.

Haliyle çok dikkatimi çekiyor.

Mesela,

Mükerrem Ayçiçek ile Ömer Selim Alan’ın kareleri,

Beden dili bilimi bakımından,

Çok önemli.

Mesela,

Adeta heykel gibi duran,

Asık suratlı Mükerrem Ayçiçek,

Gülümsüyormuş meğer.

Hani bayramda çocuklar şen olur ya,

Aynı öyle olmuş.

Bayram çocukları gibi şen.

Beden dili çok dikkat çekici.

İki kare fotoğrafta,

Önce muzur bir çocuk görüntüsü veriyor.

Tokalaşırken,

Müteşşekkir bir duruş alıyor.

Minnet duyar gibi.

Hafifi öne eğilerek tokalaşması,

Utangaç bir gülümseme,

Beden diline yansıyor.

Genelde devlet büyüklerine,

Veya,

Hayran duyulan kişilere karşı takınılan bir tavırdır.

İkinci karede,

Yani toplu verilen karede ise,

Ellerini önünde bağlıyor.

Bunun bir çok anlamı var.

İletişime kapalı olarak yorumlansa da,

Bir teslimiyeti de içeriyor.

Namaz sırasında,

Ellerin önden bağlanması olarak düşünebilirsiniz.

Yani,

Ayçiçek’in ellerini önden bağlaması,

Teslimiyet ruhu içerebilir.

Tabi video görmedim ama,

O şekilde ellerini ovuşturuyorsa,

Plan yapıyor anlamı9 da çıkabilir.

Neyse efendi!

Bir dünya yorum yapılabilir.

İki kare çok dikkatimi çekti açıkçası.

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.