Kadın demiş ki, 'Hatun da benim kanun da!'

Köşe Yazısı 06.06.2021 - 20:38, Güncelleme: 07.06.2021 - 07:12 6150+ kez okundu.
 

Kadın demiş ki, 'Hatun da benim kanun da!'

Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

SAVCILIK BİR KARAR VERMİŞ Hafta sonu, Devrek’te yaşanan bir olaya ilişkin, Haber yaptık. İlçenin, Tanınmış bir esnafının, 14 yaşındaki bir kıza, Taciz iddiası ile, Beycuma Cezaevi’ne yolladığı noktasında. Her şey şimdilik, İddia noktasında. Şimdi, Bu tür haberleri yaparken, Birkaç, Teyit mekanizması geliştiriyoruz. Bilgi alması, Zor meseleler. Dedikoduya da, Çok açık mevzular. O sebepten, Tek kaynaktan değil, İki kaynaktan değil, En az 5 farklı kaynaktan, Teyit alıyorum. Arayan soran oluyor. ‘Yok o yapmaz’ falan diyorlar. Kardeşim, Savcıdan iyi mi biliyorsunuz? Savcılık bir şey biliyor ki, Karar alıyor. İftiraysa da, Daha sonra ortaya çıkar sanırım. Ancak, İlçede kazan kaynatan bir olayı, Yazmadan geçemezsin. Bu işler, Rica minnetle olmuyor. *             *             *             *             *             * SLHAM-I KAZA (KAZA OKLARI) Geçenlerde, Güzellik, Ve, Estetik algısının, Felsefesine atıf yapmıştım. Aynı benzer özellikleri, Mahkeme, Ve, Adalet noktasına taşımıştım. Zonguldak’ta, Güzellik, Ve, Estetik ayrımı konusunda, İlginç şeyler olmuyor değil. Estetik için, Ölmeye çalışanlar bile var. Sonra, Elinde terazi olan, Bir kadın çıkıyor ortaya. İstiyor ki, Terazi eşit tartsın. Neyse. Bu aralar, ‘Silham-ı Kaza’yı okuyorum. Nef-i’nin eseri. Kaza okları demek. Hiciv türünün, Çok iyi bir örneğidir. Ok demişken, Oka benzer bir alet gördüm, Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde. Antik çağlarda yapılıyormuş. Çok estetik. İnsan şaşırıyor. O dönemin ilkelliğin de, Nasıl kesmişler o taşları diye. Zonguldak’ı hatırlattı bana. *             *             *             *             *             * İNŞAATTA MALA VURURLAR Zonguldak’ta, Parayı takip ettiğiniz zaman, Ya kadına çıkıyor, Ya hile hurdaya. Entelektüellik, Ve, Zenginlik, Üç göbek aileden gelmezse, Kimse bunları özümseyemez. Parayı yeni bulanlar, Bu sebepten sapıtıyor. Gerçi, Bir tanesinin ailesi, Kökten zengin ama, Bu bizim ki, Biraz değişik. Arabasından bile, Görgüsüzlük akıyor. Parayı özümseyemediği için, O yolda gidiyor. Gözleri de, Biraz haşin bakıyor. Onun da manitacılık ayakları vardı. Kadın demiş ki, “Hatun da benim kanunda’, Tabi işin daha büyük boyutunda, Anayasa var. Vazgeçmiş. Ne diyelim. İnşaatta mala vurmaya devam. Sıvalar önemli çünkü. Keşke gazeteci değil de, Amele olsaydım. Bunlar gibi, Sabahtan akşama kadar, İnşaatta mala vururdum. İyi sıvarım çünkü.        
Batuhan Karamalak'ın EKİNOKS isimli köşe yazısından

SAVCILIK BİR KARAR VERMİŞ

Hafta sonu,

Devrek’te yaşanan bir olaya ilişkin,

Haber yaptık.

İlçenin,

Tanınmış bir esnafının,

14 yaşındaki bir kıza,

Taciz iddiası ile,

Beycuma Cezaevi’ne yolladığı noktasında.

Her şey şimdilik,

İddia noktasında.

Şimdi,

Bu tür haberleri yaparken,

Birkaç,

Teyit mekanizması geliştiriyoruz.

Bilgi alması,

Zor meseleler.

Dedikoduya da,

Çok açık mevzular.

O sebepten,

Tek kaynaktan değil,

İki kaynaktan değil,

En az 5 farklı kaynaktan,

Teyit alıyorum.

Arayan soran oluyor.

‘Yok o yapmaz’ falan diyorlar.

Kardeşim,

Savcıdan iyi mi biliyorsunuz?

Savcılık bir şey biliyor ki,

Karar alıyor.

İftiraysa da,

Daha sonra ortaya çıkar sanırım.

Ancak,

İlçede kazan kaynatan bir olayı,

Yazmadan geçemezsin.

Bu işler,

Rica minnetle olmuyor.

*             *             *             *             *             *

SLHAM-I KAZA ( KAZA OKLARI)

Geçenlerde,

Güzellik,

Ve,

Estetik algısının,

Felsefesine atıf yapmıştım.

Aynı benzer özellikleri,

Mahkeme,

Ve,

Adalet noktasına taşımıştım.

Zonguldak’ta,

Güzellik,

Ve,

Estetik ayrımı konusunda,

İlginç şeyler olmuyor değil.

Estetik için,

Ölmeye çalışanlar bile var.

Sonra,

Elinde terazi olan,

Bir kadın çıkıyor ortaya.

İstiyor ki,

Terazi eşit tartsın.

Neyse.

Bu aralar,

‘Silham-ı Kaza’yı okuyorum.

Nef-i’nin eseri.

Kaza okları demek.

Hiciv türünün,

Çok iyi bir örneğidir.

Ok demişken,

Oka benzer bir alet gördüm,

Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde.

Antik çağlarda yapılıyormuş.

Çok estetik.

İnsan şaşırıyor.

O dönemin ilkelliğin de,

Nasıl kesmişler o taşları diye.

Zonguldak’ı hatırlattı bana.

*             *             *             *             *             *

İNŞAATTA MALA VURURLAR

Zonguldak’ta,

Parayı takip ettiğiniz zaman,

Ya kadına çıkıyor,

Ya hile hurdaya.

Entelektüellik,

Ve,

Zenginlik,

Üç göbek aileden gelmezse,

Kimse bunları özümseyemez.

Parayı yeni bulanlar,

Bu sebepten sapıtıyor.

Gerçi,

Bir tanesinin ailesi,

Kökten zengin ama,

Bu bizim ki,

Biraz değişik.

Arabasından bile,

Görgüsüzlük akıyor.

Parayı özümseyemediği için,

O yolda gidiyor.

Gözleri de,

Biraz haşin bakıyor.

Onun da manitacılık ayakları vardı.

Kadın demiş ki, “ Hatun da benim kanunda’,

Tabi işin daha büyük boyutunda,

Anayasa var.

Vazgeçmiş.

Ne diyelim.

İnşaatta mala vurmaya devam.

Sıvalar önemli çünkü.

Keşke gazeteci değil de,

Amele olsaydım.

Bunlar gibi,

Sabahtan akşama kadar,

İnşaatta mala vururdum.

İyi sıvarım çünkü.

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.