Çolak ve kumarbaz dilenci

Köşe Yazısı 09.10.2024 - 17:37, Güncelleme: 10.10.2024 - 05:04 6748+ kez okundu.
 

Çolak ve kumarbaz dilenci

Çolak ve kumarbaz dilenci

ÇOLAK VE KUMARBAZ DİLENCİ Biz onu çolak dilenci olarak bilirdik. Elleri bileğinden itibaren yoktu. Eski demir köprünün müdavimiydi. Yaz kış oradan ayrılmazdı. Tabi ki eli yok diye biz ona acırdık. Bazen okul harçlıklarımızdan bir miktar ona verirdik. Yıkılan demir köprünün üstünde en az on on beş dilenci olurdu. Yetmişli ve seksenli yılların sonlarına kadar. Bir gün demir köprünün üstünde büyük bir kavga oldu. Biz o zamanlar liseye gidiyorduk. Sağ sol kavgası sandık önceleri. Sonra dilencilerin yer kapma kavgasıymış. Bizim çolak dilenci üç kişinin kafasını yarmış sopayla. Polisler gelip alıp götürmüşler. Aradan bir kaç saat geçti gelmiş yine aynı yerde dileniyor. Sonradan öğrendik ki demir köprünün bitiminde kahvehane vardı. Topladığı paralarla o kahvehanede kumar oynarmış. Bu kavgadan sonra tüm dilenciler bundan korkar olmuş. Hepsini haraca bağlamış. Akşamları onlardan yüzde alırmış. Bize anlatılanlara göre. Ona acıyanlar bu kavgadan sonra acımaz oldular. Bir de üzerine kumar oynadığı duyulunca hiç sadaka vermez oldular. Tabi bunu tanımayanlar yine sadaka veriyorlardı. Baktı burada para kazanamıyor. Başka sokaklara gitti. Yine de kazancı az olmaya başladı bizim çolak dilencinin. Kurnaz bir adamdı. Bu sefer falcılık ve muska işlerine dönmüş. Merkez köylerinde cirit atmaya başlamış. Ünü namı almış başını gitmiş. Çok güzel paralar kazanmaya başlamış. Kumar oynadığı kahvehaneyi adres gösteriyormuş. Onu arayanlar oradan alıp taksiyle köyde ki evlerine götürüyorlarmış. Evdeki üç harflileri kovuyormuş. Hasta olanlara muska yazıyormuş. Yapmadığı üç kağıtçılık kalmamış. En son Karamanda gördüm kendisini. Yakın akrabamızı ziyaret etmeye gitmiştim. Onların evinde gördüm onu. Beni görünce şeytan görmüşe döndü. Anında kalkıp gitmek istedi. Gitme dediler dinletemediler. Onun üç kağıtçı olduğunu bildiğim için kaçtı oradan. Sonradan duyduğuma göre bir sene sonra ölmüş. Cenazesi çok kalabalık olmuş. Merkez köylerin bir çok yerinden cenazeye katılım olmuş. Köylerde "Çolak hoca efendi" diye anılırmış. İşte ne çabuk aldanıyoruz. Görün. Duygu sömürüsü ve muska bizi esir alıyor. Hala böylelerine inananlar çok. Bu ülkede "Hoca efendiler bitmez" Biz böyle olduktan sonra. Aman aklınıza mukayyet olun. Birde size muskacı aramayalım. Sağlıcakla kalın.
Çolak ve kumarbaz dilenci

ÇOLAK VE KUMARBAZ DİLENCİ

Biz onu çolak dilenci olarak bilirdik.
Elleri bileğinden itibaren yoktu.
Eski demir köprünün müdavimiydi.
Yaz kış oradan ayrılmazdı.
Tabi ki eli yok diye biz ona acırdık.
Bazen okul harçlıklarımızdan bir miktar ona verirdik.
Yıkılan demir köprünün üstünde en az on on beş dilenci olurdu.
Yetmişli ve seksenli yılların sonlarına kadar.
Bir gün demir köprünün üstünde büyük bir kavga oldu.
Biz o zamanlar liseye gidiyorduk.
Sağ sol kavgası sandık önceleri.
Sonra dilencilerin yer kapma kavgasıymış.
Bizim çolak dilenci üç kişinin kafasını yarmış sopayla.
Polisler gelip alıp götürmüşler.
Aradan bir kaç saat geçti gelmiş yine aynı yerde dileniyor.
Sonradan öğrendik ki demir köprünün bitiminde kahvehane vardı.
Topladığı paralarla o kahvehanede kumar oynarmış.
Bu kavgadan sonra tüm dilenciler bundan korkar olmuş.
Hepsini haraca bağlamış.
Akşamları onlardan yüzde alırmış.
Bize anlatılanlara göre.
Ona acıyanlar bu kavgadan sonra acımaz oldular.
Bir de üzerine kumar oynadığı duyulunca hiç sadaka vermez oldular.
Tabi bunu tanımayanlar yine sadaka veriyorlardı.
Baktı burada para kazanamıyor.
Başka sokaklara gitti.
Yine de kazancı az olmaya başladı bizim çolak dilencinin.
Kurnaz bir adamdı.
Bu sefer falcılık ve muska işlerine dönmüş.
Merkez köylerinde cirit atmaya başlamış.
Ünü namı almış başını gitmiş.
Çok güzel paralar kazanmaya başlamış.
Kumar oynadığı kahvehaneyi adres gösteriyormuş.
Onu arayanlar oradan alıp taksiyle köyde ki evlerine götürüyorlarmış.
Evdeki üç harflileri kovuyormuş.
Hasta olanlara muska yazıyormuş.
Yapmadığı üç kağıtçılık kalmamış.
En son Karamanda gördüm kendisini.
Yakın akrabamızı ziyaret etmeye gitmiştim.
Onların evinde gördüm onu.
Beni görünce şeytan görmüşe döndü.
Anında kalkıp gitmek istedi.
Gitme dediler dinletemediler.
Onun üç kağıtçı olduğunu bildiğim için kaçtı oradan.
Sonradan duyduğuma göre bir sene sonra ölmüş.
Cenazesi çok kalabalık olmuş.
Merkez köylerin bir çok yerinden cenazeye katılım olmuş.
Köylerde "Çolak hoca efendi" diye anılırmış.
İşte ne çabuk aldanıyoruz.
Görün.
Duygu sömürüsü ve muska bizi esir alıyor.
Hala böylelerine inananlar çok.
Bu ülkede "Hoca efendiler bitmez"
Biz böyle olduktan sonra.
Aman aklınıza mukayyet olun.
Birde size muskacı aramayalım.
Sağlıcakla kalın.

Zonguldak HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.