Çocukluğumuzu yaşamadan çalışmaya başladık

Köşe Yazısı 17.11.2024 - 17:37, Güncelleme: 18.11.2024 - 05:27 5293 kez okundu.
 

Çocukluğumuzu yaşamadan çalışmaya başladık

Çocukluğumuzu yaşamadan çalışmaya başladık

ÇOCUKLUĞUMUZU YAŞAMADAN ÇALIŞMAYA BAŞLADIK Çocukluğumuz ailemize maddi katkı sağlamakla geçti. Hem okuduk hem de çalıştık. "Şans kader kısmet talih niyet beş kuruşa" dersem belki hatırlarsınız. Aldığımız şans kutusunu kazıtıp böyle satış yapardık. El üstünde tutulup büyütülmedik. Ailemizin durumu bildiğimiz için hep çalıştık. Yıllarca hem okula gittik hem de okuldan sonra çalıştık. Kimseden beş kuruş harçlık istemedim. Aldığım haftalığın bir kısmını anneme verdim. Birazını okul harçlığı yaptım. Sabahçıysam öğleden sonra kerestecide çalışırdım. Öğlenciysem sabahtan öğleye kadar çalışırdım. Keres deposunun önüne ayakkabı sandığı koydum. İşimiz bittiği zaman ayakkabı boyardım. Maçlar da su sattım. Ortaokulda akşam okul çıkışı kahvehanede çay sattım. Yani garsonluk yaptım. Çalma çırpma bizim işimiz değildi. Biz acılık caddesinde yetiştik. Hırsızında arsızında bol olduğu yerdi. Kabadayı abilerimizde vardı. Biz alın terimizin karşılığını almaya çalıştık hep. İsteseydik gönlümüz olsaydı eğer belki de hırsız arsız olurduk. İşte aile burada devreye giriyor. Alın terinin kutsal olduğunu anlatırlardı. Ailemizin öyle zenginlikte gözü yoktu. Aç açık kalmayalım yeter derlerdi. Haram malı kapıdan içeri sokmazlardı. Fakirdik ama gururluyduk. Rahmetli annem Osmanlı kadındı. Onun dediği bizim için emirdi. Bizim üzerimize çok düşer, canını bile verebilirdi. Yanlışa asla müsaade etmezdi. Biz böyle büyüdük. Emekli olduktan sonra bile boş durmadım. Hala çalışmaya devam diyoruz. Şükür Allah'a kimseye muhtaç değiliz. Kızım oğlum ben çalışıyoruz. Benim öğrendiğim helaline karam katmadır. Rahmetli annemde çok çalışkan bir kadındı. Mart sonu köy gider bağ bahçe ve tarlaları sürdürürdü. İneksiz duramazdı. Her zaman ahırında bir ineği bulunurdu. Köyde ki tüm işleri bitince ineği teyzeme bırakır onun sapını samanını onlar bırakırdı. Mart sonu köye gittiğinde ineğini alıp gelirdi. Yıllarca biz köyden annemin getirdiği kuru kumanyayı yedik. Çoğu zaman bizde köye giderdik. Mısır otu bellerdik. Buğday balyalarını taşırdık. Ben çiftçiliği bilirim. Zorda kalsam bağ bahçe tarla sürerim. Şimdi bir çok alet ve elavat çıktı. Çiftçilik daha da kolaylaştı. Allah düşürmesin ama toprakla haşır neşir olmasını biliriz. Şimdiki gençlik bunları bilmez. Keşke öğrenseler de yapmasalar. Ne diyelim. Kolay gelsin diyelim.
Çocukluğumuzu yaşamadan çalışmaya başladık

ÇOCUKLUĞUMUZU YAŞAMADAN ÇALIŞMAYA BAŞLADIK

Çocukluğumuz ailemize maddi katkı sağlamakla geçti.
Hem okuduk hem de çalıştık.
"Şans kader kısmet talih niyet beş kuruşa" dersem belki hatırlarsınız.
Aldığımız şans kutusunu kazıtıp böyle satış yapardık.
El üstünde tutulup büyütülmedik.
Ailemizin durumu bildiğimiz için hep çalıştık.
Yıllarca hem okula gittik hem de okuldan sonra çalıştık.
Kimseden beş kuruş harçlık istemedim.
Aldığım haftalığın bir kısmını anneme verdim.
Birazını okul harçlığı yaptım.
Sabahçıysam öğleden sonra kerestecide çalışırdım.
Öğlenciysem sabahtan öğleye kadar çalışırdım.
Keres deposunun önüne ayakkabı sandığı koydum.
İşimiz bittiği zaman ayakkabı boyardım.
Maçlar da su sattım.
Ortaokulda akşam okul çıkışı kahvehanede çay sattım.
Yani garsonluk yaptım.
Çalma çırpma bizim işimiz değildi.
Biz acılık caddesinde yetiştik.
Hırsızında arsızında bol olduğu yerdi.
Kabadayı abilerimizde vardı.
Biz alın terimizin karşılığını almaya çalıştık hep.
İsteseydik gönlümüz olsaydı eğer belki de hırsız arsız olurduk.
İşte aile burada devreye giriyor.
Alın terinin kutsal olduğunu anlatırlardı.
Ailemizin öyle zenginlikte gözü yoktu.
Aç açık kalmayalım yeter derlerdi.
Haram malı kapıdan içeri sokmazlardı.
Fakirdik ama gururluyduk.
Rahmetli annem Osmanlı kadındı.
Onun dediği bizim için emirdi.
Bizim üzerimize çok düşer, canını bile verebilirdi.
Yanlışa asla müsaade etmezdi.
Biz böyle büyüdük.
Emekli olduktan sonra bile boş durmadım.
Hala çalışmaya devam diyoruz.
Şükür Allah'a kimseye muhtaç değiliz.
Kızım oğlum ben çalışıyoruz.
Benim öğrendiğim helaline karam katmadır.
Rahmetli annemde çok çalışkan bir kadındı.
Mart sonu köy gider bağ bahçe ve tarlaları sürdürürdü.
İneksiz duramazdı.
Her zaman ahırında bir ineği bulunurdu.
Köyde ki tüm işleri bitince ineği teyzeme bırakır onun sapını samanını onlar bırakırdı.
Mart sonu köye gittiğinde ineğini alıp gelirdi.
Yıllarca biz köyden annemin getirdiği kuru kumanyayı yedik.
Çoğu zaman bizde köye giderdik.
Mısır otu bellerdik.
Buğday balyalarını taşırdık.
Ben çiftçiliği bilirim.
Zorda kalsam bağ bahçe tarla sürerim.
Şimdi bir çok alet ve elavat çıktı.
Çiftçilik daha da kolaylaştı.
Allah düşürmesin ama toprakla haşır neşir olmasını biliriz.
Şimdiki gençlik bunları bilmez.
Keşke öğrenseler de yapmasalar.
Ne diyelim.
Kolay gelsin diyelim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.