Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazla

Sağlık (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 12.09.2021 - 07:08, Güncelleme: 12.09.2021 - 17:50 2907+ kez okundu.
 

Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazla

Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazla

İntihar konusu ile ilgili açıklamalardan bulunan Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayfer Özdemir, "Cinsiyet olarak baktığımızda kadınlarda intihar girişimleri erkeklere göre daha fazla iken, tamamlanmış intiharlar erkeklerde daha fazla görülmektedir. Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazladır" dedi.   "10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü"ne özel açıklamalardan bulunan Medicana İnt. Samsun Hastanesi Psikiyatri Uzm. Dr. Ayfer Özdemir intihar davranışında risk faktörleri hakkında bilgi verdi. İntihar davranışının çok boyutlu ve karmaşık bir durum olduğunu söyleyen Dr. Ayfer Özdemir, "DSÖ intihar davranışındaki risk faktörlerini 5 basamakta incelemektedir. İlk olarak bireysel faktörlerdir. Genetik yatkınlık, ruhsal hastalıklar, intihar girişimi öyküsü, ailede intihar girişimi öyküsü, umutsuzluk, iş kaybı ya da ekonomik kayıplar, süreğen ağrıdır. İkinci olarak ilişki sorunlarıdır. Anlaşmazlık, ayrılık, sosyal desteğin olmamasıdır. Üçüncüsü çevresel faktörlerdir. Travmaya maruz kalmak, istismara uğramak, ayrımcılık, yer değiştirmeye bağlı zorlanma, felaketler, savaşlardır. Dördüncüsü toplumsal faktörlerdir. Toplumda yardım arayışının olumsuz etiketlenmesi, medyada intihar davranışının uygunsuz biçimde yer alması, intihar araçlarına ulaşımın kolay olmasıdır. Beşincisi sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk çekmektir. İntihar riskinin belirlenmesi tedavi planı oluşturulurken önem kazanmaktadır. Buna göre kişinin yatarak mı ayaktan mı tedavi göreceği, ilaç tedavisinin gerekli olup olmadığı değerlendirilir. İntihar olgularının yaklaşık yüzde 90-95'inde eşlik eden bir veya daha fazla psikiyatrik bozukluk bulunmaktadır. İntiharla en ilişkili ruhsal bozukluklar depresyon, bipolar afektif bozukluk gibi duygu durum bozukluklarıdır. Bunun yanında şizofreni, alkol madde bağımlılığı, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi ruhsal hastalıklarda da intihar riski artmıştır. Ülkesel ve bölgesel farklılıklar görülmekle birlikte genel olarak gençlerde ve ileri yaşlarda intihar riski yüksektir. Bazı ülkelerde gençlerde hızlı bir yükseliş görülüp, bu yükseliş orta yaşa doğru azalmaktadır. Gelişmiş ülkelerde en yüksek intihar hızları yaşlılardadır" diye konuştu.   "Tamamlanmış intiharlar erkeklerde fazla"   Kadınların intihar girişiminin erkeklere oranla daha fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Özdemir, "Bu riski belirlemede en önemli ilke sorabilmektir. Ülkemizin kültürel yapısı içinde intihar üzerinde konuşulması zor bir konudur. İntihar davranışında bulunmak ciddi bir damgalanma riski de getirebileceğinden insanlar bu konu hakkında konuşmaktan çekinebilir. Bu nedenle kişi ile açık, etkin bir iletişim kurulmalı, koşulsuz kabul, samimiyet ve empatiyi içeren bir ilişki kurulmalı ve sürdürülmelidir" şeklinde konuştu.   Dr. Özdemir, "Cinsiyet olarak baktığımızda kadınlarda intihar girişimleri erkeklere göre daha fazla iken, tamamlanmış intiharlar erkeklerde daha fazla görülmektedir. Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazladır. Boşanmış olmak, yalnız yaşamak her iki cinste de intihar riskini arttırmaktadır. Bu da sosyal desteğin önemini işaret ediyor olabilir” ifadelerini kullandı.
Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazla

İntihar konusu ile ilgili açıklamalardan bulunan Psikiyatri Uzmanı Dr.

Ayfer Özdemir, "Cinsiyet olarak baktığımızda kadınlarda intihar girişimleri erkeklere göre daha fazla iken, tamamlanmış intiharlar erkeklerde daha fazla görülmektedir. Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazladır" dedi.

 

"10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü"ne özel açıklamalardan bulunan Medicana İnt. Samsun Hastanesi Psikiyatri Uzm. Dr. Ayfer Özdemir intihar davranışında risk faktörleri hakkında bilgi verdi. İntihar davranışının çok boyutlu ve karmaşık bir durum olduğunu söyleyen Dr. Ayfer Özdemir, "DSÖ intihar davranışındaki risk faktörlerini 5 basamakta incelemektedir. İlk olarak bireysel faktörlerdir. Genetik yatkınlık, ruhsal hastalıklar, intihar girişimi öyküsü, ailede intihar girişimi öyküsü, umutsuzluk, iş kaybı ya da ekonomik kayıplar, süreğen ağrıdır. İkinci olarak ilişki sorunlarıdır. Anlaşmazlık, ayrılık, sosyal desteğin olmamasıdır. Üçüncüsü çevresel faktörlerdir. Travmaya maruz kalmak, istismara uğramak, ayrımcılık, yer değiştirmeye bağlı zorlanma, felaketler, savaşlardır. Dördüncüsü toplumsal faktörlerdir. Toplumda yardım arayışının olumsuz etiketlenmesi, medyada intihar davranışının uygunsuz biçimde yer alması, intihar araçlarına ulaşımın kolay olmasıdır. Beşincisi sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorluk çekmektir. İntihar riskinin belirlenmesi tedavi planı oluşturulurken önem kazanmaktadır. Buna göre kişinin yatarak mı ayaktan mı tedavi göreceği, ilaç tedavisinin gerekli olup olmadığı değerlendirilir. İntihar olgularının yaklaşık yüzde 90-95'inde eşlik eden bir veya daha fazla psikiyatrik bozukluk bulunmaktadır. İntiharla en ilişkili ruhsal bozukluklar depresyon, bipolar afektif bozukluk gibi duygu durum bozukluklarıdır. Bunun yanında şizofreni, alkol madde bağımlılığı, anksiyete bozuklukları, yeme bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi ruhsal hastalıklarda da intihar riski artmıştır. Ülkesel ve bölgesel farklılıklar görülmekle birlikte genel olarak gençlerde ve ileri yaşlarda intihar riski yüksektir. Bazı ülkelerde gençlerde hızlı bir yükseliş görülüp, bu yükseliş orta yaşa doğru azalmaktadır. Gelişmiş ülkelerde en yüksek intihar hızları yaşlılardadır" diye konuştu.


 

"Tamamlanmış intiharlar erkeklerde fazla"

 

Kadınların intihar girişiminin erkeklere oranla daha fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Özdemir, "Bu riski belirlemede en önemli ilke sorabilmektir. Ülkemizin kültürel yapısı içinde intihar üzerinde konuşulması zor bir konudur. İntihar davranışında bulunmak ciddi bir damgalanma riski de getirebileceğinden insanlar bu konu hakkında konuşmaktan çekinebilir. Bu nedenle kişi ile açık, etkin bir iletişim kurulmalı, koşulsuz kabul, samimiyet ve empatiyi içeren bir ilişki kurulmalı ve sürdürülmelidir" şeklinde konuştu.

 

Dr. Özdemir, "Cinsiyet olarak baktığımızda kadınlarda intihar girişimleri erkeklere göre daha fazla iken, tamamlanmış intiharlar erkeklerde daha fazla görülmektedir. Bekarlarda intihar riski evlilere göre 2 kat fazladır. Boşanmış olmak, yalnız yaşamak her iki cinste de intihar riskini arttırmaktadır. Bu da sosyal desteğin önemini işaret ediyor olabilir” ifadelerini kullandı.

Zonguldak HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve karar67.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.