Dün yazdığım,

Gazeteciye meydan dayağı başlıklı yazından sonra,

Bir çok telefon aldım.

Bana sürekli kim olduğu soruluyor.

‘Zonguldak’ta gazetecilik yaptığını zannedip en çok dedikoduyu, fitneyi kim yapıyorsa o’ diyorum.

Fiziki özelliklerinden bahsediyorlar.

Çok detay vermiyorum.

Keza verecek detaylı bir şey yok.

Ama mesela,

Olayın daha ince detaylarına ulaştım.

Kavganın,

Boyutunu öğrendim.

Nasıl pas edildi,

Nasıl mekandan kovuldu,

Hepsini öğrendim.

Bir çaya,

Tüm kafeyi nasıl rehin aldığı,

Mekancıdan borç alıp ödemediğine dair,

Her şey Gazipaşa’da.

Bir de bende.

Bu hilkat garibesinin,

Başına bunların geleceği,

Çok öncesinden belliydi.

Sadece,

Fitne yayarak kurduğu düzen,

Bir şekilde patlayacaktı.

Bunun saçlarını,

Tost makinesinde düzleştirmişler.

Kumpir diye,

Patates etmişler.

Bir kolundan tutarak,

Gazipaşa’da yere sermişler.

Onun bunun kocasına asılırsan,

Yuvalar yıkılırsa,

Böyle olur.

İlahi adalet diye bir şey var.

Ama sen dur!

Dedikodularını,

Ahını aldıklarının acısını,

Senden alacağım.

Yazık!

Polis sadece senin asayişinle uğraşmaya başladı.

Kafana bebek arabası yedin,

Yine uslanmadın.

Bakacağız…

*             *             *              *             *                             *             *              *

Murat Altay,

Uzun süre sonra,

Ekranlara geri döndü.

Youtube üzerinden,

Program yapmaya başladı.

Kendisine başarılar diliyor.

Zonguldak’ta,

Bir çok kanalı sollayıp geçecektir.

Hepsinden de fazla izlenecektir.

Kendisine,

Teknik ve gündem anlamında,

Sonsuz destek vereceğim.

İnsan kaynağımızı kullanacağız.

Elmas gibi parlayacağından eminim.

Millet biraz,

Televizyonculuk görsün.