Bu da plaketli istifa / MHP parçalanıyor / Kiralık bir kentin giriş kapılarına
BU DA PLAKETLİ İSTİFA
Sevgili dostlar,
Biz,
MHP’de her şey güllük gülistanlıkken,
Sıkıntılar var diye,
Yazmıyorduk.
Bir harabe,
Bir öğütücü mekanizma var diye,
Uyarılarda bulunuyorduk.
Geçtiğimiz hafta,
Mevlüde Yalçıner,
Taziye ziyareti sebebiyle görevden alınınca,
Kıyamet kopmuştu.
O zaman da dedik.
Kıra döke gidilmez diye.
Varol Demirköse’nin,
Ne siyasi dili,
Ne de siyasi hamleleri,
Tasvip edilecek gibi değil.
Alın şimdi bir örnek daha.
En çok güvendikleri,
Yere göğe sığdıramadıkları,
Övgüler, methiyeler düzdükleri,
Nazmiye Doğangaç,
Vefasızlık nedeniyle,
Zafer Partisi Merkez İlçe Başkanlığı teklifini kabul etti.
Doğangaç,
Kızılelma Üye Kampanyası kapsamında,
Kendi beyanına göre 800,
Benim kaynaklarıma göre de 800,
Basına yansıyan rakama göre 400 üye kazandırdı.
Kendisine,
Parti binasında,
Demirköse ve Erbay tarafından plaket verildi.
Murat Kotra,
Aile evine ziyaret gerçekleştirdi.
Gelgelim,
Nazmiye Hanım,
Cansiperane çalıştığı MHP’den,
İstifa etti.
Ne ilginç değil mi?
Acaba buna nasıl bir kulp bulacaklar?
İnanın çok merak ediyorum.
Sevgili dostlar!
MHP’de ki tablo,
İşte gözler önünde.
Geçen hafta bir görevden alma,
Bu hafta plaketli bir üyenin istifası.
Daha ne söylenebilir.
Ne denilebilir.
Doğangaç’ın sitemlerini,
Bir de kendisinden dinleyin.
O kadar üye yapmasına,
Üstüne plaket almasına karşın,
İddiasına göre, “Şu seni programda görmek istemediği için çağırmadık” demişler.
Vallahi insanın,
Bazen aklı duruyor.
* * * * * * * *
KİRALIK BİR KENTİN GİRİŞİ KAPILARINA
Bu aralar,
Şiire dönmem gerektiğini düşünüyorum.
Epeydir aslında ara verdim.
İnceden,
Ece Ayhan çağırdı beni.
O sıra Liman içinde,
Mendireğe bakıyordum.
Ayağıma sakız yapışmış,
Binlerce tükürüklü,
İnsan izli.
Küfür bela çıkarırken ayağımdan,
Deniz vurdu kıyılarıma,
Dalgalarım kirli ve köpüklü.
Ece Ayhan fısıldadı şiirini kulağıma,
Buyrun baş başa bırakıyorum sizi;
1. Şiirimiz karadır abiler
Kendi kendine çalan bir davul zurna
Sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
Taşınır mal helalarında kara kamunun
Şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir
Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler
2. Şiirimiz her işi yapar abiler
Valde Atik'te Eski Şair Çıkmazı'nda oturur
Saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür
Kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta
Saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir
Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler
3. Şiirimiz gül kurutur abiler
Dönüşmeye başlamış Beşiktaşlı kuşçu bir babanın
Taşınmaz kum taşır mavnalarla Karabiga'ya kaçan
Gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu
Suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir
Oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler
4. Şiirimiz erkek emzirir abiler
İlerde kim bilir göz okullarına gitmek ister
Yanık karamelalar satar aşağısı kesik kör bir çocuğun
Kinleri henüz tüfek biçimini bulamamış olmakla
Tabanlarına tükürerek atış yapmasının şiiridir
Böylesi haftalık resimler görür ve bacaklanır abiler
5. Şiirimiz mor külhanidir abiler
Topağacından aparthanlarda odası bulunamaz
Yarısı silinmiş bir ejderhanın düzüşüm üzre eylemde
Kiralık bir kentin giriş kapılarına kara kireçle
Şairlerin ümüğüne çökerken işaretlenmesinin şiiridir
Ayıptır söylemesi vakitsiz Üsküdarlıyız abiler
6. Şiirimiz kentten içeridir abiler
Takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir
Bir kent ölümün denizine kayar dragomanlarıyla
Düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?