BİRİLERİ DÜKKANLARI BOŞALTMAYIN MI DEDİ?

Ben cuma günleri köşe yazmam.
Bu gün zaruriyetten yazıyorum.
Köprü altını dolaştım.
Dün yazdığım gibi herkesin keyfi yerinde.
Kimsenin kılı kıpırdamıyor.
Sanki elli atmış yıl daha orada kalacaklar gibi görünüyor.
Sonra bize sitem ediyorlar.
Bizleri yazıyorsunuz diye.
Tabi ki oralardan taşınmak istemezsiniz.
Verdiğiniz kira dağ başında ki ev kiraları kadar.
Ben belediye ye verilen kiraya bakarım.
Sizlerin esas kiracıya verdiğiniz kiraya değil.
Dediğimiz gibi herkes rahat.
Hiç bir sıkıntı yok.
Sanki Ankara'dan haber gelmiş gibi.
"Köprü yıkılmayacak ve sizler oralardan çıkmayacaksınız" gibi.
İnanın bazı dükkan sahipleri dükkanlarına mal stokluyorlar.
Yarın veya pazar günü cırlamasınlar.
Buzdolaplarımız çalışmıyor.
İçindeki gıdalar bozulacak diye.
Yumurtacı kamyonet dolusu yumurtayı bu sabah dükkanına taşıdı.
Halbuki dükkanın önü yumurta kolileriyle dolu.
Ne hikmetse yeniden dükkanına yumurta doldurdu.
Bizim bilmediğimiz onların çok şeyler bildikleri belli oluyor.
Hesapları kitapları 2024 mart sonuna kadar yıkımı erteletmek.
Ömer Selim Alan size yıkım durduruyorum dese.
Bayram edersiniz.
Ama eskiden olduğu gibi yine oy vermeyeceğinizi alem bilir.
Bu yıkım işi Ömer Selim Alan'ın değil.
Devletin yıkım işi.
Anladınız mı?
Keşke sizin tapulu malınız olsaydı.
Size sonuna kadar destek verirdik.,
Buralar Zonguldak halkının malı.
Bizde Zonguldak halkının yanındayız.
Yeminle söylüyorum.
Bu gün çok vatandaşla görüştüm.
Tahminen otuzun üstünde sadece üç kişi yıkılmasın dedi.
Geri kalan vatandaşlar bu köprü rüzgarımızı havamızı kesiyor.
Yıkılsın artık.
Diyorlar.
Çıkın kendinizi belli etmeden kamuoyu araştırması yapın.
Sonuçları görün.
Devletle öç kovulmaz.
Çıkın gidin Devlet işini yapsın.
Haybeye sıkıntı yapmayın.
Bekleyip göreceğiz.
Devlet'mi yaman siz mi yaman.