Atatürk ve Nahçıvan

Atatürk ve Nahçıvan

 

               Mustafa Kemal Atatürk’ün    ‘‘Nahçıvan Türk kapısıdır’’  sözü bize atamızın ne kadar ileri görüşlü olduğunu göstermektedir. Anadolu’da istiklal harbini yaparken bile Rusların hakimiyetinde olan Türk Devletlerinin bir gün bağımsızlıklarını kazanacaklarını düşünerek,  Türkiye Cumhurıyeti’nin gerekli stratejileri yaparak,  hazırlıklı olmasını istemiştir.

              Gelelim Nahçıvan konusuna. 1920 yılında Türk Kolordusu Ermenistan'ı mağlup etmiş ve imzalanan Gümrü Antlaşması ile Nahçıvan Türkiye himayesine alındı. Ancak, Sovyet Rus makamlarının talebi ile hareket eden Azerbaycan Komünist Partisi 30 Kasımda toplanarak, Nahçıvan ile Zengezor Ermenistan'a verildi. Alınan kararlar 01 Aralık 1920'de Azerbaycan'ın Komünist Lideri Dr. Neriman Nerimanof tarafından ilan edildi. Nahçıvan konusunda çok hassas olan Atatürk,  Moskova'ya görüşmelerde bulunmak üzere Yusuf Kemal Bey başkanlığında bir heyet gönderdi. Kararlı olması talimatını verdi. Moskova görüşmelerinde Türk heyetinin kararlılığı karşısında canı sıkılan Stalin, Yusuf Kemal Bey’e "Canım Nahçıvan üzerinde niçin bu kadar ısrar ediyorsunuz?" deyince o, "Orası Türk kapısı da ondan" cevabını verdi. Türk heyeti başlangıçta Nahçıvan'ı Türkiye himayesine almak istedi, olmayınca Türkiye ile Azerbaycan'ın ortak himayesine verilmesini talep edildi. Görüşmeler sonucunda Nahçıvan'ın özerk bir yapıya sahip olması ve başka bir devlete terk etmemek şartıyla Azerbaycan himayesine bırakılması karar altına alındı. Bölge Azerbaycan tarafından bir daha Ermenistan'a verilmemesi için Türkiye ve Rusya garantör ülke oldu.

              Bugünlerde Türkiye-Nahçıvan sınırındaki toprakların Atatürk tarafından satın alındığına dair söylemler ortaya çıktı. Olay bir satın alma değil, İran ile yapılan toprak takasına dayanmaktadır.

              1930’lu yıllarda isyan eden bazı aşiretler Ağrı dağında toplanıyorlar, Türk askeri gelince de İran sınırlarını geçerek kaçıyorlardı. Ağrı Dağı eteklerinin de sınırlar içine alınması zorunlu hale geldi. Atatürk’ün akılcı diplomasisi ile iki ülke arasında yapılan görüşmelerde toprak takası gündeme geldi. Alınan karar sonucu Ağrı etekleri sınırlarımıza dahil olmak üzere İran, Nahçıvan’a uzanan dar arazi parçasını Türkiye’ye bıraktı. Türkiye’de Kotour’da  (Van) ihtilaflı olan araziden bir kısmını İran’a bıraktı. Arazi takasına dair kanun 18 Haziran 1932 yılında TBMM’de kabul edildi.

              Bugün ise Karabağ toprakları, Rusya’nın Ukrayna ile olan savaşının yarattığı fırsat dolayısıyla ve akılcı strateji ile Azerbaycan sınırlarına dahil oldu. Azerbaycan’ın Karabağ’ı geri almasından sonra tek sorun olarak Zengezor bölgesi kaldı. Azerbaycan ve Nahçivan arasındaki bu bölge ise sonraki yıllarda siyasi konjonktürün değişmesi durumunda tekrar gündeme gelecektir. Şimdilik Zengezor geçişinin gerçekleşmesi mümkün görülüyor.    

           Unutulmamalı ki, ülkemiz için geçmiş dönemlerden gelen itilafları çözmek üzerine stratejiler üretip uygun zamanı beklemek, genel ve günümüz gerçeklerine dayanan diplomasi ile desteklenen akılcı politikaları ortaya koymak doğru hareket tarzı olacaktır.

           Karabağ’ın kurtuluşunun üçüncü yılı kutlu olsun.