YAŞAR KARAMAN’A OY VERİRLER Ben yazınca, Genelde yanlış anlaşılıyor. Ancak, Doğruları söylemekten, Geri kalamıyorum. Şimdi, Bir siyasi partimize, Uzak Doğu menşeili, Bir ilçe başkanı geliyor diyorum. Toy bir isim diyorum. “Ouwww o ne demek öyle” diyorlar. Sevgili dostlar, Yanlışa yanlış diyoruz. Eleştiriyoruz ki, Doğru iş yapın diye. DEVA Partisi’ne, Gençlik kolları başkanı olacak ismi, Merkez ilçeye başkan yapıyorlar. 30 yaşında bir isim. Eeee haydi hayırlı olsun diyelim. Diyelim de! Bu adamın alt yönetimine, Sıfırdan kurulan bir parti için diyorum, 50 yaşında bir ismi koyabilir misiniz? Bunu Ak Parti’de yapabilirsiniz. Ama yeni bir partide olmaz. Haydi diyelim bunu da geçelim. Zonguldak’ta Yeniceliler, Sizce kime oy verir? Deva Partisi Merkez İlçe Başkanı olacak kişiye mi? Yoksa Yaşar Karaman’a mı? Hamdi Ayan’dan bile oy çalan Yaşar Karaman, Toy bir isme mi kaptıracak bunu? Hemşehrisinden oy alamayacak bir başkan, Diğerlerinden nasıl alacak? Ölü doğmayın ölü… *             *             *             *             *             *             * BAŞKANLARIN KEYFİ YERİNDE Ak Parti’de, Merkez İlçeyi tartışırken, Bana sorarsanız, Aslında ilçeleri tartışmak lazım. Neden mi? Ak parti’nin, Belediyesi CHP’de olan İlçe başkanları, Öyle bir uyumlu çalışıyorlar ki, Belediyeleri Ak Partili olsa, Böyle uyumlu çalışmazlar. Çaycuma, Ereğli, Alaplı, Devrek, İYİ Parti’de olan Gökçebey Belediyeleri, Can hıraş çalışma sergiliyorlar. Neden mi? Muhalefetleri yok. İlçe başkanları ses çıkarmaz. Belediye meclis üyeleri ses çıkarmaz. Muhalefet görevi kimde? CHP kendi muhalefetini de, Kendi yapıyor aslında. Bakın, Bu yazı kimseyi hedef almak için yazılmış bir yazı değil. Gidin kendiniz bakın. Mahalli gazeteleri araştırın. Bir Ak Partili, Muhalif cepheden bir tane belediye başkanını hedef almışsa, Gelin haberi, KARAR67’de yapalım. İlçe başkanlarını mercek altına alın. İyi araştırın… *             *             *             *             *             * ŞİMDİLİK SONUÇLAR BUNLAR AK Parti, Korona Virüs meselesi ile sarsıldı. Merkez İlçe Başkanı Çağlayan, Virüse yakalandı. Tabi herkes, Tedirgin oldu. Tomografide temiz çıkanlar şöyle; Emin Sıbıç, Hasret Uzun Yörük, Yusuf Ataman, Seçilay Gündüz, Gürol Alkan, Abdullah Karagüzel, Şendoğan Karataş, Hüseyin Yıldız… Bu vesile ile, Ak Parti ailesine geçmiş olsun diyor, Mustafa Çağlayan’a acil şifalar diliyorum. *             *             *             *             *             * AYASOFYA’NIN HÜZNÜ DAĞILDI Bu vatanın, Bu kültürün bir evladı olarak, Yaşam tarzımız nasıl olursa olsun, İçimizde kanayan yara olan Ayasofya’nın, Müze statüsü ortadan kaldırıldı. Bir Türk evladı olarak, İçimde kanayan yaranın dinmesi, Günümü şenlendirdi. Bu güzel günü, Nazım Hikmet’in ve Osman Yüksel Serdengeçti'nin dizeleri ile kutluyorum. Ayasofya’ya gönül selamımla; * İslam'ın beklediği en şerefli gündur bu; Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u! Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi, Türk'ün padişahı, bir gök yarılır gibi Girdi, "Eğrikapı"dan kır atının üstünde Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde! O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın... "Belde-i Tayyibe"yi fetheden padişahın Hak yerine getirdi en büyük niyazını; Kıldı Ayasofya'da ikindi namazını. İşte o günden beri Türk'ün malı İstanbul, Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul. Nâzım Hikmet * OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ KALEMİNDEN; Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya! Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi, Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!... Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun? Hani minarelerinden göklere yükselen, Ta maveradan gelen ezanlar?... Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?... Ayasofya ses vermiyor, Ayasofya bir hoş, Ayasofya bomboş!... Hani nerede? Şu muhteşem minberde, Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde, Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?... Ayasofya! Ayasofya!...Seni bu hale koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim?!... Hani nerede? Gönüllerden kubbelere, Kubbelerden gönüllere Gürül gürül akan Kur'an sesleri?... Kur'an sesleri dindirilmiş, Müslümanlar sindirilmiş!... Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!... Fethin, Fatih'in mabedinden kitab-ı mübini, Bu ulu dini kaldıran kim? Dinimize, imanımıza saldıran kim? Mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli, Kimin elidir?!... Söyle Ayasofya, söyle. Seni puthane yapan hangi delidir?!... Elleri kurusun, dilleri kurusun! Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hale koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim?!... Ayasofya, Ey muhteşem mabet; Gel etme, Bizi terketme!... Bizler, Fatih'in torunları, yakında putları devirip, Yine seni camiye çevireceğiz... Dindaşlarımızla, Kanlı göz yaşlarımızla, Abdest alarak secdelere kapanacağız, Tekbir ve tehlil sadalarıboş kubbelerini yeniden dolduracak İkinci bir fetih olacak, Ezanlar bu fethin ilanını, Ozanlar destanını yazacaklar... Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!... Bu olacak Ayasofya, Bu muhakkak olacak... İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt... Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır, Ayasofya, belki yarından da yakın!...